Samsun
+3...+13° C

SSB TV

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

FacebookMySpaceTwitterDiggDeliciousStumbleuponGoogle BookmarksRedditNewsvine

  1. a) Sosyal hizmetlere devam edilmesi,
  2. b) Kurumca sürdürülecek sosyal hizmetlerin Kurum

kaynakları üzerindeki olumsuz etkilerini kaldırmak amacıyla, Kurum kaynakları yerine uygun koşullarda dış kaynakların kullanılmasının yaygınlaştırılarak sürdürülmesi,

  1. c) Uygulanan faiz oranlarının piyasa koşullarına yaklaştırılması,
  2. d) Yönetim Kuruluna üçer aylık dönemler için faiz oranlarını tespit yetkisinin verilmesi Sonuçları çıkarılmıştır.

9 No'lu Karar için sunulan raporda ise, sadece 1999 yılı sosyal hizmet verileriyle bir model oluşturularak çalışma yapılmış ve bu imkânın sağlanamayacağı şeklinde bir sonuç çıkarılmıştır.

  1. Genel Kurulun ön çalışması esnasında, oluşturulan modelin yeterli olmadığı tespit edilmiş ve yeni bir çalışma talebinde bulunulmuştur.

Hazırlanan her iki raporun da, sosyal hizmetlerde "bireysel eşitlik" ve "emeklilik yardımlarının iyileştirilmesi veya bir ev ve bir otomobil alabilme imkanlarını sağlama" ana düşüncelerini yeterince desteklemediği ve bunları sağlamak için gerekli alternatif çözümleri üretmediği değerlendirilmektedir.

Bugün sunulan sosyal hizmetler ki, bunlar, aidata esas maaşın 2 katı borç verme, konut kredisi ve mal kredisi üyelerin istediğine bağlı olarak Kurum tarafından yerine getirilen hizmetlerdir. İsteğe bağlı olması, üyeler arasında bu hizmetlerin kullanımında "bireysel eşitlik" prensibine ters düşmektedir.

Şöyle ki: Üye bu hizmetlerden yararlanırken, doğrudan Kurum'un kendi kaynaklarını piyasa faiz oranlarının altında kullanmakta ve bu kaynaklarda tüm üyelerin katkıları bulunmaktadır. Yılsonu kar payı dağıtımı yapılırken, bu hizmetten yararlanan üyenin rezervi, hiç kaynak kullanmamış gibi değerlendirilerek, aynı oranda kar payı almaktadır. Dolayısıyla, bir üyenin yılsonunda aldığı kar payı, bu hizmetten yararlananların kaynaktan aldığı miktar (geri ödemeler ve faizlerin dışında) ile bu miktarın plasmanlarda değerlendirilmesiyle elde edilebilecek kardan mahrum kalarak hesaplanmaktadır.

Bu durum da, özellikle bu hizmetlerden yararlanmayan üyenin kar payı ve dolayısıyla, uzun vadede emeklilik yardımında azalmaya neden olmaktadır. Geri dönüşleri kısa vadede olan 2 katı borç verme ve mal kredisinde bu kayıp miktarı düşük kalmasına karşılık, uzun vadede geri dönen konut kredilerinde bu miktar artmaktadır.

Bu miktarı, 2001 yılının ilk üç ayında verilen 10 milyar liralık konut kredisi üzerinde;

-         Plasman getirisinin yıllık % 60,

-         Sabit ve değişken geri dönüşlerdeki farklı vade sürelerine göre Kurum tarafından uygulanan yıllık faiz oranları, Vade sonu enflete oranı da % 50 olarak,

Kurum yetkilileri tarafından da kabul edilen bir hesaplama modeliyle incelendiğinde;

Sabit taksitli geri ödemeyle kullanılmış konut kredisinin bir üye rezervindeki etkileri tabloda gösterilmiştir. Burada fark satırında yer alan değerler, vade sonuna kadar bir üyeye verilen konut kredisi getirisi ile aynı miktarın plasmanlarda değerlendirilmesi halinde sağlanacak getirisi arasındaki farkın günümüze indirgenmiş miktarıdır.

Sabit taksitli 10 milyar liralık konut kredisini kullanan 941 üyenin, krediyi çektikleri anda Kurum'a kayıtlı 181 676 üyenin her birinin rezervlerinde toplam 17,919,454 liralık bir azalmaya sebep oldukları görülmektedir.

Değişken taksitli geri ödemeyle kullanılmış konut kredisinin bir üye rezervindeki etkileri ise tabloda gösterilmiştir. Yine, burada, fark satırında yer alan değerler, vade so­nuna kadar bir üyeye verilen konut kredisi getirisi ile aynı miktarın plasmanlarda değerlendirilmesi halinde sağlanacak getirisi arasındaki farkın günümüze indirgenmiş miktarıdır.

Değişken taksitli 10 milyar lira limitli konut kredisini kul­lanan 344 üyenin, krediyi çektikleri anda Kurum'a kayıtlı 181,676 üyenin her birinin rezervlerinde 7,668,047 Türk Liralık bir azalmaya sebep oldukları .görülmektedir.

Toplamda, sadece 2001 yılı ilk üç ayı gibi kısa bir sürede konut kredisi kullanan toplam 1,285 üye, krediyi çektikleri anda, Kurum üyelerinin rezervlerinin her birinde 25 578,501 Türk Liralık bir azalmaya sebep olmuşlardır. Şu sonuçlar, aynı zamanda "bireysel eşitlik" prensibine uyulmadığı gerçeğini de ortaya koymaktadır.

Kurum tarafından yaptırılan ankette, ankete katılan üyelerden; % 50.2'si sosyal hizmetlerin uygulanan şekliyle devam etmesini, % 17.2'si sosyal hizmetlerden yararlanan üyelerin Kurum'daki rezervlerinin bu hizmetlerden yararlandıkları öl­çüde negatif yönde etkilendirilmesini, % 13.8'i sosyal hizmetlerde uygulanacak faiz oranlarının piyasa düzeyinin altında; ancak, piyasa faizlerine çok yakın uygulanmasını, O/o 13.3'ü sosyal hizmetlerin kaldırılmasının uygun olacağını, % 5.5'i bireysel eşitliğe ilişkin soruyu ise cevaplamamıştır.

Yapılan anketin yukarıda belirtilen ana sonuçları incelendiğinde, bireysel eşitliğe yönelik olarak belirtilen görüşlerin toplam oranı % 49.8'1 bulmaktadır. Buradan üyeler arasında "bireysel eşitliğin" sağlanması gerekliliğinin ortaya konduğu sonucunu çıkarabiliriz. Konut kredisinin üye rezervi üzerindeki sonuçları göz önüne alındığında, sosyal yardım kuruluşu statüsünde olan Kurumumuzun, sosyal hizmetler konusunda, kendi öz kaynaklarını zora sokmadan, üye isteklerini dikkate alarak ve ana amacın üyenin hizmet süresi sonunda emeklilik yardımının artırılması olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak, bu hizmetlerini, borç verme hizmetindeki Vakıfbank örneğinde olduğu gibi, farklı yöntemlerle yerine getirmesi, üyeler arasındaki bireysel eşitlik sağlayıcı bir uygulama olacaktır. Günümüz ekonomik koşullarında böyle bir uygulama sağlanamadığı takdirde, üyeler arasındaki "bireysel eşitliği" sağlayabilmek için, bu hizmetlerden yararlanan üyelerin rezervlerinde, geri ödemeler de dikkate alınarak, negatif yönde etkilendirilerek kar payı dağıtılmasının, bir başka deyişle, yıl içinde kullanılan miktarın kar orına yansıtılmasını içeren bir modelin uygulanmasının bireysel eşitliği" sağlayıcı bir çözüm olacağı değerlendirilmektedir.

  1. Genel Kurul ön çalışmalarında, 40. Genel Kurulun 9 No'lu kararı gereği Kurum tarafından hazırlanan rapora ek olarak yaptırılan çalışmada, 1990-1999 yılları arasındaki on yıllık bir dönemde, yıl içerisinde verilen konut kredileri, borç verme miktarları ve geri dönüşleri ile borç verme ve konut kredisi miktarlarının aynı yıl içerisinde plasmanlarda değerlendirilmiş olması durumunda üye maaşına düşen yıllık kayıp miktarının hesaplanması istenmiştir. Borç verme sosyal hizmetinin, on yıllık bir dönemde, her bir üye rezervinde ki, bunlar yıllık toplamlardır TL bazında 206,250,453 liralık bir azalmaya, dolar bazında ise ki, bu da yine yıl yıl toplamdır 1,142 dolarlık bir azalmaya sebebiyet verdiği görülmüştür.

Konut kredisi sosyal hizmetinin, on yıllık bir dönemde, her bir üye rezervinde, yine yıllık toplamlar bazında 143,632,767 lira, Amerikan Doları bazında ise 1,105 dolarlık bir azalmaya neden olduğu görülmektedir.

Her iki sosyal hizmetin on yıllık bir dönemde bir üye rezervinde neden olduğu toplam kayıp, Türk Lirası bazında 349,883,220 Türk Lirasıdır, dolar bazında ise bu rakam 2,247 Amerikan Dolarıdır.

Bu sonuçlardan da anlaşılabileceği gibi, sosyal hizmetler konusunda Kurum yürürlükteki uygulamalardan farklı bir yöntem kullanabilseydi, üyelerin bugünkü isteği olan belirli hizmet süresinde bir ev ve bir otomobil alabilme imkanını OYAK'ın katkılarıyla gerçekleştirebilme olasılığı artacaktı.

Sonuç olarak;

Bireysel eşitlik ve sosyal hizmetlerin kaldırılarak üyenin bir ev ve bir otomobil alabilme imkanına çözüm olarak ortaya konabilecek tüm yöntemler, üyenin kendisine sunu­lan sosyal hizmetlerden fedakarlık yapmasını ön plana çıkarmaktadır. Türk ekonomisinde güçlü bir yeri olan Kurum, üyeleri­nin yapabileceği bu fedakarlığa karşın, bireysel eşitlik ve konut edindirme konularında bugüne kadar uyguladığı ve yeterli sonuç alamadığı politika ve yöntemleri değiştirerek, yeni yöntemleri acilen uygulamaya koymalıdır. Kurum tarafından bireysel eşitliği sağlayıcı tedbirlerin alınması ve konut edindirmede uygulanacak yeni politika ve yöntemler, üyelerin beklentisi olan Kurum tarafından yapılan veya yapılacak olan bir konutu alabilecek emeklilik yardımı konusunda, Kurum'un garantörlüğünü ortaya koyması halinde, üyelerin sosyal hizmetler konusunda yapılabilecek fedakârlıkları kabul edebileceği değerlendirilmektedir. Arz ederim.

BAŞKAN - Binbaşı KILIÇ'a teşekkür ediyoruz.

Yönetim Kurulundan verilecek herhangi bir cevap var mı?

Buyurun.

YÖNETiM KURULU BAŞKANI (E) KORG. ! . SELÇUK SAKA • Sayın Başkan, Genel Kurulun Değerli Üyeleri, Değerli Konuklar;

Biraz evvel dinlediğimiz birinci konu, sosyal hizmetlerden yararlanan üyelerin kar paylarının, bu hizmetlerden yararlandıkları oranda kar paylarına yansıtılması şeklindeydi.

ikincisi, Kurum'un mevcut sosyal hizmetlerinin kaldırılarak, üyelerin ödedikleri aidat oranlarına ve üyelik süresine göre bir ev ve bir otomobil alma imkanlarının sağlanabilmesi konusunu içeriyordu.

Bu konu neden neşet ediyor; bu konu şundan neşet ediyor: Gerçekten, sosyal hizmetlerden faydalanan üyeler, di­ğer üyeler tarafından sübvanse ediliyor; çünkü, bu, gerçekten iradeye bağlı bir olay ve buradan çıkan fon çıkışları da, faydalanmayan üyelerin kar paylarını etkiliyor. Şimdi, tabii, biz yeni bir uygulamaya başladık. Bu uygu­lama, sosyal hizmet çıkışlarının, mümkün olduğu kadar Kurum fonlarından yahut da Kurum havuzundan çıkmasını önleyecek olan bir uygulama.

Sosyal hizmet çıkışı olarak en büyük iki çıkışı, borç verme ve konut kredisi teşkil ediyor. Borç vermeyi Kurum dışına çıkarmaya Kurum muvaffak oldu. Dolayısıyla, geride, sadece, Kurum konut kredisinin etkisi kaldı.

Bu etki nasıl kaldırılabilir; bu etki iki türlü kaldırılabilir: Birincisi, yine bu konut kredisinin Kurum dışı kaynaklardan sağlanması halinde kaldırılabilir. İkinci bir husus, halen Kurum'un üzerinde çalıştığı konut edindirmede yeni bir modelin, yeni bir sistemin uygulanmaya konulması şeklidir. Kurum, her ikisi üzerinde çalışıyor. Borç vermede olduğu gibi, konut kredisini de Kurum dışı kaynaklardan sağlama hususunda ilerleme kaydettiğimiz takdirde, üyelerin sosyal yardımlardan mahrum edilmesi gibi bir düşünce kendiliğinden ortadan kalkacaktır.

İkincisi; halen Kurum'un üzerinde çalıştığı ikinci konu olan uzun vadeli taksitlenme suretiyle konut edindirme hususu da tahakkuk ettiği takdirde, gerçekleştirilebildiği takdirde, yine buradan herhangi büyük bir fon çıkışı olmayacağı için, sosyal yardımların diğer faydalanmayan üyeler üzerindeki etkisi de minimuma indirilmiş olacak. Bu itibarla, biz, üyelerimizin, bu sistemler yürürlüğe konuluncaya kadar, şimdilik herhangi bir değişikliğe gitmemelerini tavsiye ediyoruz. Zaten, bu sistemler yürürlüğe girdiği takdirde böyle bir fedakarlık da olmayacağı için, konu da kendiliğinden halledilmiş olacaktır. Bu, şu anda üyelerimizin alım güçlerinin yeterli olma­masından mütevellit bir sıkıntıdır. Bu sıkıntıyı da, yeni yapacağımız veya uygulayabileceğimiz bu modellerle, bu imkânlarla sağlayabildiğimiz takdirde, bu gibi arayışlara lüzum kalmayacaktır.

Ama, arkadaşımız böyle bir çalışma yapmış. Anket, gerçi, bunu fazla desteklemiyor; yani, üyelerimizin büyük bir kısmı sosyal hizmetlerin bugünkü gibi devam etmesi hususunda görüş beyan ediyor, daha küçük bir kısmı kaldırılmasını talep ediyor. Bütün buna rağmen, bununla birlikte, eğer, biraz evvel söylediğim hususlar tahakkuk ettiği takdirde, böyle bir tedbire de lüzum kalmayacak, üyelerimiz de böyle bir fedakârlığa duçar olmayacaklar. Ben, bunu burada açıklamak istedim. Teşekkür ediyorum.



Çevrimiçi Ziyaretçi

16724 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

Köşe Yazarı



Son Köşe Yazısı

Köşe Yazarı



ANKET

Oyak çalışanlarından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK'ta yolsuzluk yapılıyor mu?
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK nemasından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK yatırımlarından memnunmusnuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy: