Samsun
+3...+13° C

SSB TV

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

FacebookMySpaceTwitterDiggDeliciousStumbleuponGoogle BookmarksRedditNewsvine

Biz, bu çerçevede daha kapsamlı bir uygulamaya geçtik;

Vakıfbank ile görüşmeler yaparak, Vakıfbank'ın gerek bankamatik kartları tabir edebileceğimiz hesaplardan para çekmeye olanak sağlayan kartlarının verilmesini gerekse doğrudan doğruya kredi kullanımına yönelik kartlarının verilmesini sağladık. Uygulamamız bu çerçevede devam ediyor.6 No'lu Temennimiz, Genel Kurul üyelerimizin daha sağlıklı değerlendirmeler yapabilmelerini sağlamak amacıyla OYAK iştiraklerini gezmelerine yönelik bir karardı.

Bu çerçevede, 18-22 Eylül 2000 tarihlerinde Niğde, Adana, İskenderun ve Mersin'deki iştiraklere bir gezi tertipledik. Ayrıca, bu yıl yine iki tane çalışmamız olacak; birini muhtemelen Haziran ayında, diğerini ise sonbaharda yapmış olacağız. Burada alınan kararlar titizlikle takip ediliyor, emirleriniz, muhakkak ki, yapılabilecek en yakın çalışmalarla, en ciddi çalışmalarla değerlendiriliyor ve gerekleri, muhakkak ki, en kısa zamanda yapılmaya çalışılıyor; bundan müsterih olun. Komutanım, müsaadenizle, ben, bütün bu yapılan çalışmalarla ilgili bilgi verirken, ayrıca, yine yaptığımız çalışmalarla ilgili bir başka ilave bilgi de vermek istiyorum. Burada, sizin verdiğiniz "kısa, az olsun" direktifi çerçevesinde, resmi çerçeve içinde, alınan kararlara ve alınan temennilere ilişkin bilgileri kısaca arz etmeye çalıştım; fakat, yine kısaca şu bilgiyi vermek istiyorum.

Görüyorum ki, OYAK BANK'la ilgili olarak üyelerimizin ciddi değerlendirmeleri, endişeleri var. Öncelikle şunu söyleyerek başlayayım: Hepimizin bildiği bir prensibi ortaya koyarak, stratejide yapılan bir hata taktik uygulamalarla kolay kolay düzeltilemiyor, hatta, hiç düzeltilemiyor; ama, biz düzeltmeye çalışıyoruz. OYAK BANK'ın alınması, geçmişe dönük baktığımızda, belki doğru bir uygulama değildir diye dahi düşünebiliriz; fakat, bugün elimizde bir banka var, 10 tane şubesi var. Mikyasın artık önemli hale geldiği bir toplumda, bir ekonomik ortamda, 10 şubeli bir bankanın başarılı bir çalışma yürütmesi çok zor; fakat, elimizde bir durum var ve biz, bu durumu, en iyi şekilde, en iyi yönde geliştirmek mecburiyetindeyiz. Ben göreve başladığımın birkaç haftası içinde durumu buradaki kağıt üzerinde inceleyip arkadaşlarımdan burada brifingler aldıktan sonra ve bazı bilançolara, eldeki bazı bilgilere baktıktan sonra, ilk brifingimi OYAK BANK'tan istedim.

OYAK BANK'tan brifing aldığım birkaç gün sonra, Genel Müdürü, tüm Genel Müdür Yardımcılarını ve orta tabakadaki bazı yöneticileri görevden aldım; çünkü, bilançolar ve elde edilen bazı bilgiler, orada bir sıkıntı olduğunu, bazı diğer kuruluşlarda sıkıntıya müsaade edilebilse ve bunlara zaman içinde müdahale edilebilse dahi, bankacılıkta böyle bir imkanın olmadığını değerlendirdim ve belki de, ayrıca kendi ilgi alanıma girdiği için, o konuda bilgimin biraz daha geniş olduğunu düşünerek, bu konuda acilen tedbir almamız gerektiğini değerlendirdim. Dolayısıyla, hemen o konuda gerekli çalışmaları yaptık, bazı arkadaşların görevlerine son verirken, diğer arkadaşlara yeni görevler verdim. ŞALLI Albayımın bizlere söylediği ana mesajdaki sıkıntılar mevcuttur. Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın SAKA'nın da söylediği gibi, kendisinin burada sunduğu rakamlarda bazı hatalar vardır. Sanıyorum, kendilerine sunulan belgelerde bir arz eksiliği veya noksanlığı veya sehven hatalar da olabilir. Onları, muhakkak ki, bu toplantıdan sonra Albayımıza arz edeceğiz.

Oradaki üç bankamız; yani, OYAK BANK, Ankerbank ve lrlanda'daki finans kuruluşumuza yönelik olarak sunumda belirtilen takipteki alacaklar miktarı 86 trilyon lira olarak gözüküyor; fakat, bu rakamları yeni bilgiler ışığında toparladığımız zaman bu 36 trilyon olarak gözüküyor. Bu, 86 trilyon da olsa ciddi, 36 trilyon da olsa ciddi. Yani, rakamların sehven toplanması veya yazılması, Albayımın verdiği mesajı, ana mesajı değiştirmiyor. Evet, bankamızın arzu ettiğimiz çizgide gitmediğini biz de değerlendiriyoruz. Yönetim Kurulumuz bu konunun üzerinde fevkalade hassasiyetle duruyor. Kendileri sık sık giderek bankadan da izahat alıyorlar.

Aynca, tüm Yönetim Kurulu, Ankerbank'a da giderek, Almanya'da çalışmalar da yaptı. Buralardaki sıkıntılar halen giderilmiş değil; muhtemelen, kolay kolay da giderilemez; bunlar, ancak, zaman içinde çözülebilecek konulardır. Bütün bu sıkıntıların üzerine bir de şu anda yaşadığımız kriz geldi. Bu, tabii, bankayı, muhakkak ki, negatif etkileyecektir. Öte yandan, yapılan bazı düzeltmelerle ve bazı desteklerle, bankamız, ilk üç ayında kar etmiştir; fakat, bu kar rakamları bana geldiği zaman "karşılığında, olabilecek fazla miktarda karşılık ayırın" dedim.

Tabii, karşılık ayırmak -onu da bir teknik bilgi olarak arz etmek istiyorum demek, o kredilerin geri gelmeyeceği anlamına gelmez; eğer gelmezse, onlar bankaya ödemezse, biz bir cebimizden öteki cebimize ödeyeceğiz demektir. Mesela, bu karşılık ayırmak sizleri korkutmasın düşün­cesi içinde, ben, size şu bilgiyi vereyim ki, çok sıhhatli bir olaydır ben Ziraat Bankasında Genel Müdürlük yaparken, her yıl, muntazaman, bütün takipteki alacaklara aynı miktarda karşılık ayırtır ve net takipteki alacaklar miktarını sıfır olarak götürtürdüm. Ta ki, bu yüzdendir ki, bu politika sonucudur ki, Türkiye'de ilk defa, bir banka ki, bir sürü özel banka varken, o bir kamu bankası olarak tecelli etti Ziraat Bankası, o yıllarda, Moody's ve Standard And Poors'dan reyting alırken, çok yüksek bir reyting aldı. Kendileriyle konuştuğumuz zaman, bize, bunu iki tane faktörün karşılığında verdiklerini beyan etmişlerdi, "biri şu ise, diğeri de çok yüksek miktarda karşılık ayırmanızdır" demişlerdi.

Dolayısıyla, karşılık ayırmak sıkıntılı bir olay değildir; esas sıkıntılı olan, karşılık ayrılmasına yol açan hadiselerin yaşanmış olmasıdır. Ama, bu hadiseler, netice itibariyle bugüne kadar yaşanmış. Biz, artık bunlara karşılık ayırıyorsak, bu kötü bir olay değil. Bu, yarın öbür gün o kar­şılık ayırdığımız kredilerde tahsilat olursa, bizim kar hanemize yazılacak bir husustur.

Dolayısıyla, karşılığın ayrılması demek, bu kredilerin ille de batmış olması anlamına gelmez; ama, o krediler batabilir. işte, battığı takdirde, karşı taraf veya krediyi verdiğimiz taraf parayı bize ödemeyece­ğine göre, biz kendi kendimize o parayı ödeyeceğiz demektir; yani, sermayemizden yiyeceğiz demektir. Ama, o günler geldiği zaman, tabif, takipteki alacaklardan da dü­şüp artık hiç alamayacağımız alacaklar hanesine yazdığımız zaman, bu netice ortaya çıkmış olacaktır. Ama, dediğim gibi, ŞALLI Albayımın mesajı rakamların şu veya bu olması önemli değildir doğrudur, sıkıntımız vardır.

Tabii, biz, bunu, kamuoyunda, bütün bu şekilde, açıklığıyla koymak istemiyoruz, bankamızı sıkıntıya sokmak istemiyoruz. Bankamızın ana sermayesini güçlendirici tedbirleri alıyoruz. Bankacılık, neticede bir hizmet alanıdır, insanları kadar iyidir; iyi insanlarla, iyi çalışanlarla, iyi profesyonellerle orayı sürdürmek, götürmek istiyoruz.Bankacılık yönünde de, sizin talimatınız çerçevesinde, kısaca söyleyebileceklerim bu kadar; ama, emir verildiği takdirde, zaman ayrıldığı takdirde, gerek iştiraklerimize gerek Kurumumuza gerek bankaya yönelik daha geniş değerlendirmeler de emredilirse yapabilirim Komutanım.

BAŞKAN - Genel Kuruldan gündeme getiren olursa, memnuniyetle ...



Çevrimiçi Ziyaretçi

16521 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

Köşe Yazarı



Son Köşe Yazısı

Köşe Yazarı



ANKET

Oyak çalışanlarından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK'ta yolsuzluk yapılıyor mu?
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK nemasından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK yatırımlarından memnunmusnuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy: