Samsun
+3...+13° C

SSB TV

Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

 

FacebookMySpaceTwitterDiggDeliciousStumbleuponGoogle BookmarksRedditNewsvine

Sonuç olarak;

Türkiye ekonomisine bağlı olarak gelişen ve büyüyen OYAK'ın iştirak ve kaynaklarının profesyonel yöneticilerle yönetilmesi sonucunda Kurum net varlıklarının artması, karlılığın yükselmesi, Kurum üyelerine sağlanan sosyal hizmetlerin üyelere daha fazla imkan sağlar mahiyette yaygınlaşması gibi sağlıklı büyüme ve iyileştirmelerin yanında, Goodyear, OYPA, OYAK BANK, HEKTAŞ, TUKAŞ gibi karlılığı, verimliliği, performansı düşük olan iştirakle­rin çok iyi irdelenmesi ve elde edilecek sonuçlara göre ge­reken tedbirlerin alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Arz ederim.

BAŞKAN - Sayın ŞALLI Albayımıza teşekkür ediyorum. Şimdi de, ikinci konuşmacı Tuğgeneral Sayın Noyan UMRUK'a söz veriyorum.

Buyurun Sayın UMRUK.

TUĞG. NOYAN UMRUK • Sayın Bakanım, Sayın Komu­tanım, Genel Kurulun Değerli Üyeleri, Değerli Konuklar;

Kurum, tarihinde olduğu gibi, her zaman olduğu gibi, biliyoruz, faaliyetlerini iki genel çizgide yürütüyor: Sosyal amaçlı etkinlikler ve ekonomik amaçlı etkinlikler.

2000 yılı faaliyetlerine sosyal amaçlı etkinlikler açısından baktığımızda şöyle bir manzara görüyoruz: Sosyal amaçlı etkinlikler dediğimiz ölüm yardımı, maluliyet yardımı, konut kredisi, borç para verme ve bu gibi hizmetlerini aksaksız yürütmüş. Hatta, burada bir atak yapmış, sosyal amaçlı etkinliklerden önemli bir etkinlik olan borç verme hizmetinin fonunun önemli bir bölümünü, 40 trilyona yakın bir bölümünü, Vakıflar Bankası ile bir anlaşma yaparak, düşük faizle, aşağı yukarı Kurum'un verdiğine yakın bir faizle sonradan değişiklik oldu; ama, yine de piyasa koşullarına göre çok düşük bir faizle oradan yararlan­ma imkanını bulup, orada kullandığı fonları ekonomik alana kaydırma imkanını bulmuş ve bunda da gerçekten çok isabet etmiş. Böylece, yılın son aylarında, Kasım krizi, arkadan Şubat krizine hazır fonlar oluşmuş ve o fonların neticesini de Kurum almış.

Sosyal amaçlı etkinlikler aksaksız yürüdü, orada fazla söyleyecek bir şey yok. Ekonomik amaçlı etkinliklere döndüğümüzde, birinci alan kadar isabetli ve olumlu konuşma imkânını bulamıyoruz. Sebebine baktığımızda, ekonomik alana baktığımızda, Kurum gelirlerini nasıl değerlendiriyor, ona bakmamız lazım.

Biraz önce tabloda gördük, arkadaşımız detayına indi; fakat, ben odaklaşacağımız yere gelmek için böyle bir giriş yapıyorum. Genel olarak üç türlü değerlendiriliyor. Gayrimenkul gelirleri var. Bunlar, zaten, data olarak kabul edilebilecek, belirli, piyasaya göre oluşan gayrimenkul gelirleri. Belki üzerinde biraz durmak gerekir.

Plasman gelirleri var. Plasman gelirleri, özellikle kriz dönemlerinde, faiz, repo, döviz spekülasyonlan gibi enstrümanların büyük kazançlar getirdiği dönemlerde, tabii, çok iyi gelirler; buna hiçbirimizin itirazı yok. Nitekim, Kurum da, şu son Kasım krizinden itibaren, özellikle Şubat krizinde, fonlarını çok iyi bir şekilde değerlendirdi ve buradan, benim bildiğim, bu Vakıfbank'tan da transfer ettiği 200 trilyona yakın likit fonunu, 300 trilyona yakın bir pozisyona getirdi. Ama, tabii, bu, 2001 mali yılını, 2001 nemalarını ve 2001 getirilerini etkileyecek. Burada görüldüğü gibi, 2000 yılında bu tür faiz geliri, repo geliri gibi spekülatif gelirler elde edecek bir ortam olmadığından, 2000 yılın­da daha ziyade faizlerin düşük, repo gelirlerinin düşük, Kasım ayına kadar döviz programının uygulandığı ve döviz de enflasyonun altında bir getiri sağlandığı bir dönemde, burada da görüyoruz, plasman gelirleri çok parlak değil. Bu normaldir.

İkinci tür gelirler plasman gelirleriydi. Üçüncü tür gelirler çok büyük önem kazanıyor. Özellikle, eğer, bu şimdi uygulayacağımız ekonomik programın, yeni girmekte olduğumuz ekonomik programın da, bir önceki ekonomik program gibi, faizleri yeniden eski pozisyonuna çekmek, dövizi de dalgalı kurda bırakmakla birlikte, zaten, ulaştığı boyutun, yine, bir istikrar sağlamak ve ekonomide tekrar üretkenliği, reel üretimin artışını sağlamak amacı tartışılmaz olduğuna göre, yıllardır söylediğimiz gibi, plasman gelirlerinin geçiciliği ve kriz dönemlerine bağlı olduğu düşünüldüğünde, bir kurum olarak, ciddi bir kurum olarak, işletme gelirlerine, firma gelirlerine, bağlı kuruluş gelirlerine bakmak gerekli oluyor.

Arkadaşımız baktı. Ben, biraz daha odaklaşmak istiyorum.

Şimdi, bakın, dedik ki, 200 trilyon dolayındaki yıl sonu, Kasım krizi civarlarındaki gelirimiz, hemen hemen 40 günlük bir sürede, plasmanlarla 300 trilyona ulaştı.

Buraya bakıyoruz, bizim aşağı yukarı 23 şirketimizde 229 trilyon lira var. Buna karşılık, bu 229 trilyondan 2000 yılı içinde aldığımız, elde ettiğimiz, kar payı dediğimiz, Kurum'a kar payı olarak aldığımız 81 trilyon. Ama, zaten, biz, bunu, 80 trilyonunu da, aynı iştiraklere, aynı firmalara, şirketlere, halk dilinde "apel" dediğimiz sermaye artırımı olarak geri veriyoruz.

Yani, çok enteresan, koskoca 2000 yılında ... Ki, 2000 yılının son üç ayı ekonomik krizle özdeşleştirilebilir; ama, 2000 yılı şirket bilançolarını incelediğimizde, 2000 yılı, Türkiye'de, şirketler için, bütün firmalar için iyi geçmiş bir yıldır, kötü geçmiş bir yıldır değildir ve hatta, şu anda bile şirketlerin 12 aylık bilançoları çıktı daha, henüz, şirketlerin çoğuna krizin sonuçları yansımadı; bu, ancak, 2001 'in üç aylık bilançolarında net olarak görülebilir.

Şimdi, gayet tabii, bütün üyelerimiz, herhalde, şunu soracak: Biz bu 229 trilyonu, hemen hemen 300 trilyonu niye tutuyoruz buralarda? Tabii, reel üretime katkıda bulunacağız; yani, amacımız o. Sadece bize nema getiren, bize sosyal imkan getiren bir kuruluş olarak görmüyoruz OYAK'ı. Reel üretime tabii ki katkıda bulunalım, ülke eko­nomisine katkıda bulunalım, bu kuruluşun bir amacı da budur; ama, böyle mi bulunmamız gerekir?! Manzara budur.

Şimdi, bundan sonraki yıllar, eğer bu ekonomik kriz uygulamaya konulacak ekonomik programla sonuçlarını vermeye başlarsa, plasman gelirleri düşecektir ve bu iştirakler bizim için büyük önem kazanacaktır; aksi takdirde, nemalarımız son derece tatminkar olmayan düzeylere inebilecektir.

Şimdi, bakın, bir de enteresan şu var: Biz bu karı nere­lerden elde ediyoruz; işte, en büyük kar OYAK Renault'un 38 trilyon, Mais'in 8 trilyon civarında, OMSAN var, çimento sektöründe dört kuruluş var ve bakıyoruz, üç kuruluş da, işte, trilyon düzeyinde. Çimento sektörü, karlılığı az; ama, güvenilir bir sektör diyoruz. Yani, 23 kuruluş içinde, ciddi boyutta Renault var; öbürleri de, işte, biraz bir şey getiren kuruluşlar.

Çok kısa olarak tek tek incelediğimizde, OYAK Renault'un toplam 64 trilyon sermayesi içinde 30 trilyon (% 47,6) bizim payımız var; kar payı olarak, bize, 2000 yılı içinde 38 trilyon getirmiş. Gayet makul.

Mais'e baktığımızda, kar payımızın çok daha fazlasını sermayeye katkı payı olarak, artırım payı olarak geri öde­yeceğiz; yani, 2000 yılında 8,7 trilyon kar pay:mız var, 27 trilyon herhalde, burada bir büyüme eğilimi var 51 'i de bizim. OMSAN'da duran paramız 5,5 trilyon, bize 6 trilyon kar getirmiş.

Goodyear'da, Allah vere, iştirak payımız düşük, O/o 10 oranında, getirdiği 7,8 trilyon zarar ve burada da 1,2 trilyon sermaye payımız var.

Çimentolar; Adana, Bolu, Ünye ve Mardin'de ciddi pay­larımız var. Demin de söylendi; yani, çimento sektöründe, ülkedeki sektör payının O/o 19'unu alıyoruz. Sermaye pay­larımız yüksek, genellikle O/o 50'nin üzerinde. Aldığımız kar payları da, çimento sektörünün düşük karlılığı, daha makul, daha zayıf karlılığı içinde yer alıyor.

Elazığ Çimento yeni alındı; ama, iyi yapıldı mı? Hiç öyle göstermiyor. 6,4 trilyon kendi sermayesi var, OYAK'ın sermaye payı 2,2 trilyon. 552 milyar kar etmişiz, bunun da 303 milyarını zaten geri ödüyoruz; yani, artırım payı olarak ödüyoruz.

Efendim, HEKTAŞ ve TUKAŞ ... HEKTAŞ, çok ilginç, Türkiye'de biraz da tekel durumunda bir kuruluş. 5,5 tril­yon toplam sermaye payımız var, O/o 53'üne sahibiz. Bize hiçbir katkısı yok, 798 milyar artırım payı ödeyeceğiz.

TUKAŞ'ın 4,5 trilyon sermayesinin 3,2 trilyonu bize ait, kuruluş hemen hemen O/o 72'si bize ait. Ben, TUKAŞ'ı gördüm, büyükçe bir salça ve turşu imalathanesine benziyor; yani, bende yarattığı intiba o. Galiba, şimdi 2001 yılında bazı gelişmeler var.

Tam Gıda, hiçbir açıklama yapılamayacak bir kuruluş. Eti Pazarlama öyle. Yani, durum görülüyor. Sermaye paylarımızın karları var; ama, katkı payları yine yüksek. OYAK inşaatta 1.8 sermaye payımız var; 75'i bize ait ve kar payı da 1.016 civarında düşük karlılıklar.

OYTUR ... OYTUR'un, ben, zaten, kusura bakmazsanız, neye hizmet ettiğini, ne yaptığını bir türlü anlamış değilim. OYAK toplam sermaye payı % 100 bize ait bir kuruluş. Karı 117 milyar. Zaten, 100 milyarını da katkı payı olarak geri ödüyoruz ve ben, şunu biliyorum: Bu karının da çoğunu, bizim kuruluşlara ait bilet rezervasyonları ve parala­rından sağlıyor, bu imkan da sağlanıyor. Tabif, serbest rekabet imkanları içinde gerekli rekabete giriyor; ama, bu imkan da sağlanıyor.

Hepsini anlatarak daha fazla zamanınızı almak istemiyorum; ama, OYPA önemli. Sermayesi tamamen bize ait; 6,4 trilyon zarar. Sektörde sorun var denilebilir; ama, her­halde, sektörde bu kadar zararlı kuruluş da pek yok.

AXA-OYAK Holding iyi gelişen bir kuruluş.

OYAK BANK'ı, arkadaşım, huzurunuzda didik didik etti, fazla bir şey söylemiyorum; ama, gerçekten, OYAK BANK, bu Kurum'a yakışmayan bir yara olarak gözüküyor ve yıllardır da gelişmemiş; ama, kaynağının önemli bir bölümünü çeşitli biçimlerde transfer etmiş bir kuruluş olarak, bir banka olarak gözüküyor.

Ben, özet olarak şunu söylemek istiyorum: Yıl sonunda değerlendirdiğimiz 200 trilyon kaynağın, yıl sonunda, 40 gün içinde 300 trilyona dönüştüğünü düşünürsek, şurada yıllardır bağladığımız ve giderek de sermaye artırım paylarıyla artırdığımız bu kaynağın çünkü, bakın, bu, otomatik­man 80 trilyon artışla 300 trilyonu geçecek, 310 trilyona varacak çok daha iyi değerlendirilmesi gerektiğini ve bu Kurum için, eğer gerçekten ekonomik istikrar sağlanır, plasmanlar yerine işletmelerin önemi, firmaların önemi artarsa ki, arzulanan budur, reel üretimdir o zaman, bunların çok büyük önem kazanacağını ve üzerine titrememiz gerektiğini, Kurum'un geleceği, üyelerin nemalarının geleceği açısından bir kere daha hatırlatmak istiyorum.



Çevrimiçi Ziyaretçi

16718 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

Köşe Yazarı



Son Köşe Yazısı

Köşe Yazarı



ANKET

Oyak çalışanlarından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK'ta yolsuzluk yapılıyor mu?
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK nemasından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK yatırımlarından memnunmusnuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy: