Sayfa 2 / 4

Bugün Türkiye'deki ordu 1960'lı yıllarda OYAK'la başlayan bir süreç sonucunda artık bizzat sermaye ilişkileri alanına dahil olan sermaye birikimi sürecinin sorunlarının çözülmesi için askeri sınai yatırım projeleri düzenliyor. Ordu; gıdadan bankacılığa ve finansa, tekstilden petro-kimya endüstrisine kadar birçok branşta ve şirketlere sahip olan özelleştirme ihalelerine katılan, yerli-yabancı tekellerle ortaklıklar oluşturan bir kurum durumunda. Emekli olan generallerin büyük holdinglere, medya kuruluşlarına ve büyük sınai askeri komplekslere yönetim kurulu üyesi olması yanı sıra asıl dikkat çeken şey ordunun ekonomik faaliyetlerinin Türkiye ekonomisi içinde çok ciddi bir yekun oluşturmaya başlaması. Suriye, İran, Ermenistan ve özellikle Yunanistan'la ve iç tehdit olarak da PKK ile sürdürülen gerilim politikalarıyla askeri ve sınai yatırımlar üzerinden yeni bir sermaye birikim sürecinin önü açılıyor. Bu alandaki yatırımların son iki yılda 7 milyar dolara ulaştığı önümüzdeki yirmi yıl içinde 150-200 milyar dolar civarında yatırım planlarının yapıldığı düşünülürse, askeri sermayenin hedefleri daha kolay anlaşılacaktır.
Sadece PKK ile olan düşük yoğunluklu savaş dedikleri on yıllık savaşta devletin kendi resmi kayıtlarına göre 100 milyar dolar harcandı. Böylelikle niçin savaş ekonomisinin sürdürülmeye çalışıldığını, ordunun askeri-sınai yatırımlarını düşünürsek neden sonuç ilişkisi açısından gelinen noktayı daha iyi anlamlandırıp, analiz edebiliriz. 1960-1970'li yıllarda Amerikalı uzmanlar tarafından planlanan ve 1950'lı yıllarda DP iktidarı döneminde ekonomik durumları kötüleşen subayların durumlarını iyileştirme adı altında kurulan ancak kuruluş kanunundan da anlaşılacağı gibi askerleri sermaye ilişkilerinin bir parçası yapmayı öngören ilk ciddi proje olarak OYAK 3 Ocak 1961'de 205 sayılı kanunla kuruldu. Bu dönemde Menderes hükümeti ordunun hemen tüm modernizasyon projelerini Amerikalılara bırakılmıştı.
Yalnızca teknik ve silah ihtiyaçları bakımından değil harp okullarında yürütülen eğitim ve öğretim de Amerikalılara bırakılmıştır. OYAK'ın ilk yönetim kuruluna alınan Vehbi Koç, Kazım Taşkent, Behçet Osmanoğlu gibi dönemin büyük iş adamlarının varlığı tekelci sermaye ile ordunun kurduğu koalisyonun açık bir göstergesidir. 12 Mart 1971 darbesi sonrasında OYAK bir devlet holdingi olarak çalışmaya başladı. Bir yandan yararlandığı çok geniş kapsamlı kurumlar veraset ve intikal, gelir gider ve damga vergileri, vergi bağışıklıkları kuruluş kanunu gereği vergi ödemeyen devlet olanakları ile kısa zamanda büyük bir sanayi, ticaret ve finans devi haline geldi. 12 Eylül sonrası dönemde ise OYAK ve iştirakleri sektörlerinde yalnızca Türkiye'nin değil dünyanın sayılı kurumları arasına girmeye başladı. OYAK 12 Eylül sonrasında gelişmesini büyük bir hızla sürdürdü. Bugün 10 milyar dolara yaklaşan cirosuyla, 20 bini aşkın kişi istihdam eden ekonomik faaliyetleri ile büyük özelleştirme ihalelerinde boy gösteren bir kurum olarak OYAK, çimento sektöründe Sabancı ile birlikte kartel oluşturuyor, İrlanda'nın başkenti Dublin'deki Europen Finance yi satın alabilen uluslararası bir şirket konumundadır. 1997-2000 dönemi içinde stratejik hedef kapsamında 67 milyar dolarlık 1523 adet silahlanma projesi yürütüleceği, savunma sanayi müsteşar yardımcısı Hasan Kazdağlı'nın TSK'nın önümüzdeki otuz yıl içinde ihtiyacı olan teçhizat tutarının 150 milyar doları bulduğunu açıkladı.
Bu tasarı da ekonomide yabancı silah tekelleri ile ve yerli sermaye grupları ile ilişki içinde olan oligarşinin gizli eli vardı. Geçtiğimiz günlerdeki TÜPRAŞ ihalesinde olduğu üzere tekrar küresel kapitalizmin çok uluslu şirketleri ve yerli sermaye ile beraber bir talan mantığı ile, özelleştirme sürecine hız verdiği günümüzde dünyaya Türkiye'den değil de Türkiye'ye dünyadan bakarak gelinen noktayı çok boyutlu bir şekilde analiz edebilmeliyiz. Bu bağlamda OYAK'ın ve onun küresel kapitalizmin çok uluslu şirketleriyle olan ilişkisi. Türkiye'yi askeri sınai kompleks alanında Pentagon patentli silahları Türkiye'de üreterek Türkiye'yi bir üretim ve dağıtım üssü haline getirmeyi planlıyor.