Sayfa 2 / 6

Katılımcı: Bir Kürt sivil kuruluşu adına burada bulunuyorum. Vesayetin sivil siyaset üzerindeki etkisinin şeklen de olsa azaldığını görüyoruz, ama bu vesayet yargı üzerine kaymakta, adeta yargı bugün demokrasi önünde bir engel olarak durmaya çalışmakta. Yüksek yargının, anayasal yargının şu anda demokratik gelişmeleri nasıl engellediğini görüyoruz. Bugün Van’da Ferhat Sarıkaya hakkında yüksek yargının vermiş olduğu kararı göz önünde bulundurursak, Anadolu’da görev yapan savcıların, hâkimlerin bağımsız bir karar verebileceğini düşünebilir miyiz? Yargının sivil elbise giymesi, sivil olduğunun ifadesi gibi görülebilir mi? TSK’nın etkisi kalkmadığı sürece yargının bağımsız karar verme imkânına kavuşması mümkün değil; dolayısıyla yargının mutlak derecede demokratikleşmesi gerekir. Aksi takdirde vesayetin siyaset üzerindeki sonucu tekrar yargıya intikal etmektedir. Yargı bağımsız demokratik bir karar vermediği sürece, demokratikleşmenin gelişmesi mümkün olmayacaktır. Ben üç davada mahkum edildim, bu davaların sonuçlarını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne götürdüm. Üçünde de beraat ettiğim gibi, devleti mahkûm etti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi. Bence bugün artık ordunun siyaset üzerinde kısmen de olsa, şeklen de olsa bir azalma var. Artık siyaset bağımsız hareket etme kabiliyetine bir ölçüde kavuşmuş durumda. Peki, yargı ne olacak, yargıyı kime şikâyet edeceğiz? Bence Türkiye’de problemlerden biri budur.
Katılımcı: Marmara Grubu Vakfı’nı temsilen geliyorum. Ben de tam tersini söyleyeceğim arkadaşımın söylediklerinin. Ne zaman ki siyasetin yargı üzerindeki etkisi kalkarsa, o zaman daha fazla demokratikleşme olur. Tabii arkadaşımın dediğine de katılıyorum; asker ya da sivil yönetim yargıyı kendi vesayeti altına almaya gayret etmediği sürece bu ülkede demokrasi gelişebilir. OYAK konusunda bir soru yöneltmek istiyorum. Bildiğim kadarıyla vakıfların da holdingler, şirketler kurma ve vergiden muaf olma hakkı vardır var. Diğer taraftan Avrupa’dan bir örnek vereyim. Almanya’da, Bavyera’da kamu çalışanlarının OYAK’a benzer bir kuruluşu vardır ve emekli olduktan sonra ayrıca o kuruluştan da bir emekli aylığı almaktadırlar. Acaba böyle bir karşılaştırma yapıldı mı?
Katılımcı: Türk ordusu bir NATO ordusudur. Türkiye siyasetinde ordunun rolünün değişmesi ve değiştirilmek istenmesini bu bağlamda değerlendirebilir misiniz? İkincisi, bugünlerde ordunun rolünün değiştirilmek istenmesini ABD’nin bölgesel düzenlemeleriyle birlikte okumak zorlama bir değerlendirme midir? Katılımcı: Ekonomiye ilişkin yapılan açıklamaları dinlerken CIA’in bütün dünyada büyük büyük şirketler kurup ticaret yapmasını hatırladım. Acaba bunu bize muka-yeseli bir şekilde anlatabilir misiniz? OYAK’ın sermaye gücü, sanki CIA gibi dünyanın ekonomisine ve siyasetine etki yapar şekilde. Bu iki kurumun benzer ve farklı tarafları nelerdir?