Sayfa 5 / 7

Örneğin Emniyet Asayiş Yardımlaşma ile ilgili bir protokol vardır. Bu protokol EMASYA adı altında hepimizce bilinmektedir. EMASYA gerekli hallerde sivil otoritenin askeri yardıma çağırmasını öngören yasaya, yani iller idaresi Kanunu’na istinaden hazırlanmış bir uygulama protokolüdür.
Bu protokol yasayı tamamen ters yüz etmiştir; yani adeta askerin önce müdahale edip sonra da sivil birimlere “Ben müdahale ettim, bilgin olsun” demesini varsayacak kadar ters yüz edilmiş bir yapıyı karşımıza çıkarmıştır. Daha da önemlisi, toplumdan gelecek tehlikeyi sürekli saymış ve bu tehlikenin sürekli olarak değerlendirilmesi için Türkiye’nin bütün garnizonlarında güvenlik ve istihbarat birimleri kurmuştur. Bugün hâlâ bu istihbaratların koordinasyonu garnizonlar içerisinde MİT’in ve Emniyet’in ilgililerinin katılımıyla yapılmaktadır. Bu, asayiş alanını askerileştiren, askeri otoritemülki idare ilişkilerini ters yüz eden bir uygulamadır. Böyle pek çoğu gizli olan çok sayıda protokol ve yönetmelikten söz edebiliriz. Üçüncü katman fiili katmandır. Fiili katmanda ne olduğunu artık hepimiz biliyoruz. Muhtıralar, askeri açıklamalar, siyasal sistemin asabını bozan, yargıyı doğrudan etkileyen, sistemi kilitleme gücüne sahip olan güç gösterisi, güç tehdidi üstüne dayanan çıkışlar bu fiili alanın önemli ayaklarından birini oluşturur. Son örneğini bir muhtıra girişimi olarak 2007’de gördük. Fiili alanda Cengiz Çandar’ın belirttiği unsurları saymamızda da fayda var. Bunlar psikolojik harekâtlar ve toplumu takip girişimleridir. Toplumu şekillendirme ve yönlendirme konusunda mikro düzeyde politikalar, Batı Çalışma Kurulu’nda ya da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı içerisinde oluşturulan gruplarda karşımıza çıktığı gibi, bütün toplumu fişleyen, tasnif eden faaliyetlere girmek bu girişimlerin özünü oluşturur. iç içe girmiş bu üç katman -yasa/anayasa, yönetmelik/protokol ve fiili katmanTürkiye’de askeri vesayet gücünün ne kadar derin olduğunu gösterir. Kurumsal olarak sistemin kılcal damarlarına kadar hâkim olmuş bir mekanizma vardır. Bugün bu sisteme oranla neredeyiz? Türkiye bu konuda büyük bir hamle içindedir; 1999 yılından itibaren 2002’de artan bir şekilde (2002’de çıkan yedinci yıl paketiyle birlikte çok önemli adımlar atılmıştır) bir demilitarizasyon süreci başlatmıştır. Birinci katman açısından anayasal düzeyde ve yasal düzeyde birçok yeni düzenleme yapılmıştır.