Sayfa 3 / 7

Bu özerk yapı ve aşırı merkezi askeri yapının nasıl çalıştığına ya da bunun nasıl mümkün olduğuna baktığımız zaman ise karşımıza iki unsur ya da iki gelenek çıkar. Türk devlet geleneğinde yetki-sorumluluk mekanizması askeri vesayet ilkelerinin ihtiyaçlarına göre düzenlenmiştir. Bu mekanizma, hukuk devletlerinde bir yetkiye sahip olanın bu yetkiden dolayı sorumluluk taşımasını ifade eder. Yetki ile sorumluluk arasındaki kopukluk, denetimsizliği, otoriterleşmeyi beraberinde getirir. Türkiye örneğinde temel mekanizma, yetki-sorumluluk ilişkisindeki bozukluk olarak karşımıza çıkar. Bunu konumuzla ilgili olarak, askeri yapının devlet içindeki özerk yeriyle ilgili olarak en açık şekilde Milli Savunma Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı arasındaki ilişkide görürüz. Milli Savunma Bakanlığı askeri bütçeden, askeri bütçenin hazırlanmasından sorumlu kurum olmakla birlikte, bu konuda herhangi yetkiyi haiz değildir. Buna karşılık tüm yetki Genelkurmay Başkanlığı’na aittir ve Genelkurmay Başkanlığı bu yetkilerden dolayı siyasi sorumluluk taşımaz. Tabii bu yetki-sorumluluk bozukluğu -takdir edersiniz ki- yetkiye sahip bir yapının sorumluluktan azade ve muaf olmasıyla birlikte, beraberinde denetimsizliği ve aşırı siyasallaşmayı getirir. Ve bu kurumun siyasal alanda hareket etme imkânını elde etmesi için gerekli koşulları devreye sokar. ilk unsur ya da gelenek işte budur. ikincisi unsur Türk devlet anlayışının alan ayrışması “prensibi”dir. Buna göre, Türk siyasal sistemi devlet alanı ile siyasi alanı birbirinden ayrıştırır. Birbiriyle ilişki içerisinde olması, birbirini tamamlaması ve yetki-sorumluluk bütünlüğü çerçevesinde algılanması gereken bu iki alan -devlet alanı ve siyaset alanı- iki ayrı yapı olarak tasavvur edilmiştir. Devlet aktörleri ve askeri bürokrasi tarafından kontrol edilen devlet alanı Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde karşımıza çıkan değişmez politikaların, değişmez tanımların, değiştirilemez unsurların belirlendiği, resmi politikaların üretildiği alandır. Buna karşılık siyasi alan, bu prensiplerin işletme alanı olarak tasavvur edilmiş ve düzenlenmiştir. iki alan arasındaki ilişki hiyerarşiktir. Devlet alanı daha tepede, siyasi alan tabii olarak daha alttadır.