Özetle şunu söyleyeyim: Arkadaşlar endişelenmesinler. Diğer bir hususa geçince arkadaşlar ... ikinci arkadaşıma geçeyim. Bilmiyorum, arkadaşımızın daha başka temennilerine katıldığımı söylemiştim.
Gerçekten, Goodyear, OYPA, OYAKBANK, HEKTAŞ, TUKAŞ, bizim sürekli olarak üzerinde durduğumuz kurumlarımızdır. Gerçekten bize az kar getirmektedirler. Bu sektörlerden bazılarında devam edelim mi etmeyelim mi, ne yapalım; onun araştırması devamlı bizi meşgul etmektedir.
Başlarına yeni getirdiğimiz ve gerçekten iyi olduklarına inandığımız arkadaşlarımıza verdiğimiz talimat şudur; benim şahsen OYPA'nın başına getirdiğimiz arkadaşımıza, kişiye verdiğim talimat şudur: "OYPA'da, günlük hizmetleri, büyük bir ciddiyetle, büyük bir gayretle yönetmeye devam edeceksiniz. Bir taraftan da, biraz yukarı çıkıp, tepeye çıkıp, bu sektör nedir, bu sektör nereye gidiyor; yani, perakendecilik sektörü Türkiye'de ve dünyada nereye gidiyor; bu sektör Türkiye'de nereye gidiyor, bu sektör içerisinde kim kar ediyor, kim zarar ediyor; bizim kar etmemiz mümkün müdür, bu sektörde devam etmemiz uygun mudur; edeceksek şartları nedir, edemeyeceksek bize bunu söyleyin."
Bize getirdiği ilk intiba, bana bundan onbeş yirmi gün evvel geldi, OYPA ile ilgili 2-2,5 sayfalık bir tespitler manzumesi getirdi; şunları, şunları, şunları yapmamız gerekli dedi. Bunların büyük bir kısmı idari tedbirlerdir, parasal tedbirler bunların içerisinde çok azdır. "Bunları aldığımız takdirde, size, baştan, işe başlarken verdiğimiz hedef dikkate alınarak OYPA'yı düşünüyor musun" diye sordum; bana verdiği cevap: "Biz, bu firmayı büyütürüz, biz bu şirketimizi daha üst seviyelere getiririz." Şimdi deneyeceğiz, bir müddet daha deneriz. Yeni bir heyet, yeni bir ruh, yeni bir politika, yeni bir strateji, yeni tedbirler ve yeni insanlar... Bunlar yapamazsa, ondan sonra diyeceğiz ki, bu sektörde bizim işimiz yok. O zaman, biz de çekiliriz.
Başka bir hususa geçmek istiyorum arkadaşlar. Tuğgeneral Noyan UMRUK, bütün şirketleri teker teker ele aldı.
Şunu söyleyeyim: Bir defa, Türkiye'de, şirketlerin durumlarını bu şekilde analiz etmek ekonomi bilimine ne kadar uyuyor, o ayrı bir tartışma konusu; yani, ben buraya ne kadar sermaye koydum, sene sonunda ne kadar kar aldım, kar almadığıma göre ben başarısızım, bu şirketi kapatayım veya devam etmeyeyim.
Size bir misal vereyim: Rakamlar açıktır. Migros halka açıktır. Ben, Migros'un geçen seneki rakamlarını, aklımda kaldığı kadar, rakamlarla vermek isterim size. Türkiye'de yıllık cirosu 1 milyar doların üzerinde, perakendecilik sektöründe ana oyunculardan bir tanesi Migros'tur. 1999 Migros rakamları itibariyle söylüyorum -şu anda elimde tam rakamlar yok, bu hususta bir hazırlık yaparak gelmiş değilim- geçen sene Migros'un sene sonu bilançosunda yaklaşık 14 veya 15 trilyon lira kar görebilirsiniz; ama, o bilançoyu dikkatle incelediğiniz takdirde, bu firmanın, seneyi, faaliyet yılını 14 veya 15 trilyon lira faaliyet zararıyla kapattığını, 30-35 trilyon lira da repodan, mevduat faizinden devlet kağıdından vesaireden kar kazanmak suretiyle, para kazanmak suretiyle, sene sonuna 14-15 trilyon lira karla çıktığını görürsünüz. Adı geçen şirketin bilançosunun tetkikinde esas faaliyet karının (zararının) -12.8 trilyon TL, faaliyet dışı gelirlerinin 48.4 trilyon olduğu sonuçta faaliyet karının 35.6 trilyon olduğu görülmüştür. Şimdi, eğer enflasyon düşerse, enflasyon düşmeye devam ederse ... Ki, 2000 yılında da bunu görecektik; son uç ay, bütün firmaların bilançolarında çok değişik hususların çıkmasına sebep oldu; bu konuşmaları başka türlü yapardık; ama, ben size söyleyeyim, geçen sene firmaların büyük kısmını, senenin son üç veya dört ayında tekrar faizlerin yükselmesi neticesinde eldeki nakit paralarını sermaye piyasasında kullanmaları nedeniyle zararlarını kapatmaları ve hanelerinde kar gözükmelerinden dolayıdır. Birincisi bu. ikincisi, apel ödemeleri. Tabloda verildi. Efendim, biz 80 trilyon almışız, 80 trilyon lira da apel vermişiz. Apel sokağa atılmış bir para değil; apel, o şirketin varlığına, ilave edilmiş bir paradır. Bunu Noyan UMRUK da . bilir. Dolayısıyla, bu para iki işe yaramaktadır; birincisi, işletme sermayesindeki eksikliği tamamlamaktadır; ikincisi, mal olarak şirkete aynen intikal etmektedir.
Ben, size, bir çalışmamızda nemanın hesabını arz ettim, anlattım. Biliyorsunuz, nema hesabının aktif tarafında kurum varlığı ve o sene kurumun kazançları vardır; yani, geliri vardır. ikinci tarafında da matematik rezerv vardır. Her ödediğiniz apel sol tarafta aktife girer ve üye hesaplarına, aynen, kuruşu kuruşuna geçer. Tek bir kuruşu, üyenin nemasından kaybolmuş tek bir kuruş değildir. Bunu açık olarak tekrar vurgulamak istiyorum.
Dolayısıyla "biz bu kadar para verdik; ama, bu kadar para aldık, dolayısıyla burada nemamız azaldı" kesinlikle doğru değildir. Yıl sonunda bu apel ödemeleri bizim öz varlığımızdaki bir artıştır ve üye nemalarına da aynen yansımaktadır. Benim arkadaşlarımın konuşmalarından katıldığım noktaları tekrar özetleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum. Masrafları kısacağız. Bu sene kriz durumundayız, masrafları biraz daha kısmak zorundayız. Masrafları kısmada da en önemli husus, tabiatıyla, büyük masrafların kısılmasıdır. Burada masrafları kısarken de, üretim kayıplarına sebep vermemek icap eder. Biz de bunu yapıyoruz. TUKAŞ'ta, OYPA'da, hatta, Mais'te, masrafları kısma hususunda -belki de, kamuoyunda rahatsızlık da yaratacak ileride- Türk toplumunda pek istemediğimiz bir kısım işsiz insanlar da olması pahasına -tabiatıyla, diğer kısımlarda, diğer hususlarda da, kağıt, kalem masrafından elektrik, su masrafına, araba masrafına kadar; bunları arz etmek istemiyorum- radikal bütün tedbirler, ekonomideki gelişmelere göre alınmaya devam edilecektir.
Ekonomi daralırsa, biz de daralacağız; ekonomi gelişirse, açılırsa, biz de açılacağız. Birincisi bu. ikincisi yine, Tuğgeneral Noyan UMRUK'un konuşmasında vardı- gerçekten, şu anda, plasman gelirlerimizin de ilavesiyle, hazır değerlerimizde büyük bir artış oldu, 300 trilyona yaklaşan bir artış oldu. Bizim bunu nereye plasman edeceğimiz, nerede kullanacağımız, şu anda, Kurum Yönetiminin, sizi temin ederim, her gece rüyalarına giren hususlardan bir tanesidir. Elde biraz nakit bulunması size güvence sağlayabilir; ama, nakdin fazla bulunması, bir güvenceden ziyade, atıl paradır, kullanılmayan bir paradır ve zarar hanesine yazılabilecek bir paradır. Kurum Yönetimi bunun farkındadır.
Bu paralar, en kısa zamanda, Kurum'a yeni varlıklar kazandıracak, üyelerin kazanç hanelerine yeni kazançlar getirecek, yeni ekonomik varlıklara yatırılmak için gerekli bütün dikkat sarf edilmektedir. Bu maksatla, siz de biliyorsunuz, bunlardan bir tanesi, mesela, bir bankanın satın alınmasıydı. Daha sonra Türk Hava Yollarıyla ilgilendik. Şimdi ilgilenmeye yine devam ediyoruz; ama, herhalde, o başka bir mecraya giriyor. Bunlar sadece bir iki tanesi. Çok daha rasyonel yatırım yerleri araştırma hususunda Kurum gerekli bütün çalışmaları yapmaktadır arkadaşlar. Bunu da size arz etmiş olayım. Ama, bütün bu konuşmalardan, neticede, yine de, büyük mikyasta yararlandığımızı, bu konuşmaları ileriki günlerde mutlaka tekrar önümüze alıp, Yönetim Kurulu'nda bu konuşmaları tekrar didik didik edeceğimize, bu konuşmalardan gerçekten Kurum ve üyelerimiz için yararlı gözükecek hususları mutlaka hayata geçirmek için gerekli kararları alacağımıza sizi temin ederim.
İLGİLİ HABERLER
KORG. A. HURŞIT TOLON • Sayın Bakanım, izin verirseniz, Sayın Yönetim Kurulu Başkanının yapmış olduğu açıklamalarla ilgili bir hususun vuzuha kavuşması amacıyla bir soru tevcih etmek istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
KORG. A. HURŞIT TOLON • Efendim, biraz önce yapmış olduğunuz açıklamalar içerisinde, OYAK BANK'la ilgili olarak iki önceki konuşmacının şüpheli ve takipteki alacaklarına ilişkin rakamlarda bazı farkları olduğunu belirttiniz; bunun 112 trilyon lira kadar değil de, 80-90 trilyon kadar olabileceğini belirttiniz. Belki daha az da olabilir bu.
Şimdi benim öğrenmek istediğim husus şu Sayın Başkanım: Bu takipteki ve şüpheli alacakların toplamı olan miktar, o kuruluşlara ait 2000 takvim yılına ait banka işlemlerinden zuhur etmiş hususlar mıdır? Daha önceki yıllara ait, bunlara dayalı ise, o takdirde, bir önceki Genel Kurulda bu husus gündeme getirilmiş midir; getirilmişse, miktarı ne olarak belirtilmiştir? Birinci husus bu; lütfeder, aydınlatırsanız, bilgi dar olacağız.
İkincisi; bu rakamlar geçmiş yıllara ait ise, onların bugünkü karşılıkları; yani, günümüzdeki karşılıkları 80 veya 112 trilyon olarak mı değerlendirilecektir? Bu hususun belirtilmesini istirham edeceğim.
YÖNETiM KURULU BAŞKANI (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA - Efendim, teşekkür ediyorum.
Bir noktayı belki açık bıraktım. Burada Halk Leasing'ten önce bahsetmek isterdim. Halk Leasing'in, gerçekten OYAK BANK'ın ve OYAK BANK kuruluşlarının bir kısım şüpheli ve takipteki alacakları dönme istidadı taşıyor; ama, biz biliyoruz ki, leasing'te aşağı yukarı 10 milyon dolar civarında bir iki kredi var, bunun tahsilinde büyük müşkülat da var. Yasal takip de başlatılmış durumda ve bu yasal takip, bizim zorumuzla başlatılmış durumda. Hepinizin bildiği gibi, Halk Bankası ve Halk Leasing, bizim küçük ortak olduğumuz bir şirkettir. Halk Leasing üzerinde büyük baskı yaptık; bizim son altı ay içerisindeki baskılarımız neticesinde ancak bu şüpheli, takipteki alacakların kanunf alacaklar bölümüne geçirilmesine muvaffak olundu; yoksa, Halk Bankasının politikası tamamen başkaydı; burada söylemek istemiyorum, tamamen başkaydı.
İkincisi -yine, Korgeneral TOLO: l'a teşekkür ediyorum bu Ankerbank ve Ankerbank'ın takipteki ve şüpheli alacaklarının tümü 2000 yılına ait değildir; bir kısmı, belki de -şu anda tam rakamlar elimde değil- üçte 2'si, hatta, belki de dörtte 3'ü ondan evvelki senelere ait alacaklardır. Onların tahsili istikametinde çalışmalar devam ediyor.
Bunların miktarı üzerinde herhangi bir şey söyleyemeyeceğim; ama, Ankerbank için söylüyorum, büyük mikyasta 1999 yılı içerisinde verilen ve ümitli olarak verilen kredilerdr. Almanya'da "gayrimenkul kredileri" adı altında çok çeşitli uygulamalar var. Arzu ederseniz, arkadaşlardan, teknik izahatı size verecek arkadaşlarımız burada var. Yani, kooperatiflerin desteklenmesi, bireysel yatırımcıların desteklenmesi mahiyetinde çok çeşitli kredi cinsleri var. Bunlar muhtelif zamanlarda verilmiş; ama, verilenlerin büyük bir kısmı 1999 senesine ait, 1998 ve ikinci yarısına ait. Biz, 2000 yılı başından itibaren, bunların belli miktarının dönemeyeceği noktayı nazarından, bir iki de dönmemişleri var olması neticesinde, bizatihi bunları yerinde incelemek suretiyle, "bunları kesin" dedik. Bizim "bunları kesin" dediğimiz anda, banka yönetimiyle de anlaşmazlığımız vardı. Onların bir kısmı, ısrarla "hayır efendim, bu krediler Almanya'da döner" dediler. Biz de dedik ki: "Biz garantili bir kurumuz, biz ayaklarımızı sağlama bağlamak isteriz; siz, bunları, artık, bundan sonra kesin." Yani, bunlar uzun vadeli kredilerdir; ama, miktar hususunda şu anda size bir şey söyleyemeyeceğim.
KORG. A. HURŞİT TOLUN • Sayın Başkanım, bu rakamları o tarih itibariyle dikkate alırsak, bugüne eskale ettiğimizde rakamların boyutları çok daha farklı çıkar ortaya; yani, 1998'deki rakamlar 80 trilyon veya 112 trilyon ise, bunların arasında bir rakamsa, o real değerler bugüne eskale edildiğinde 400 trilyonu bulur.
YÖNETiM KURULU BAŞKANI (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA - Şimdi, bunların tümü kesinlikle dönmeyecek krediler mahiyetinde değil. Bizim, aslında, korkularımız vardı; bu rakamlar, biraz da korkularımızın rakamlarıdır, ya dönmezse diye düşündüğümüz rakamlardır. Nitekim, her seferinde, o dönmeyecek dediğimiz kredilerden hiç dönenler var mı diye, gerçekten dönmüyorlar mı diye, biz bunları daima soruştururuz, bize, her seferinde, yavaş yavaş, bu kredilerin, zamanında, en azından büyük bir kısmının henüz dönmekte olduklarına dair bilgiler verilmektedir.
İkincisi, Almanya'daki bu krediler, zaten, Alman toplumundaki insanlara verilmiştir; o parayla veriliyor, o parayla alınır; burada Türk parasına çevirmenin herhangi değeri yoktur; orada verilmiştir, orada alınmıştır. Neticede, o paralar, bize, o paralar şeklinde intikal edecektir. Yani, biz, oraya Türkiye'den 200 milyon dolar, 200 milyon DEM transfer etmişiz de, bu paraları orada vermişiz de, onlar icabında 400 milyon DEM olmuş da, bize bu şekilde daha büyük zarar tevlit edecek şekilde bir şey değil. Orada 20 milyon dolar verilmiş, 2 milyon dolar verilmiş, 3 milyon mark verilmiş. Nitekim, bunlar yine mark üzerinden tahsil edilmeye devam ediliyor.
Teşekkür ederim.
KORG. A. HURŞIT TOLUN • Sağ olun.
BAŞKAN - Efendim, ben, Sayın TOLDN Paşamın sorularından bir eksik kaldığı kanaatindeyim. "Geçen seneki Faaliyet Raporlarımızda bu hususa değinilmiş miydi" demişti; yani, 1999 veya 1998'de Genel Kurulumuza bu konuda bilgi verildi, buna rağmen ibra konusu gündeme geldi ... Zannediyorum, o konuda bir açıklık istemiştiniz gibi geliyor.
KORG. A. HURŞIT TOLUN • Evet efendim.
YÖNETİM KURULU BAŞKANI (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA - Sayın Başkanım, tabii, biz, Genel Kurula verdiğimiz Çalışma Raporlarında, her şeyi, şirketlerin tüm ayrıntılarını bildirmiyoruz. Geçen sene bildirip bildirmediğimiz hususunda şüpheliyim; zannediyorum, bildirmedik. Zaten, bildirilmiş olsaydı, geçen sene arkadaşlar bu konuyu ele alırlardı; yani, o zaman da bir kısım dönmeyen ve şüpheli krediler vardı, arkadaşlar o zaman mevzu bahis ederlerdi. Biz, şirketlerin normal günlük faaliyetleri, aylık faaliyetleri meyanında mütalaa ettiğimiz için ...
Bir şeyi daha söylemek istiyorum. Mesela, burada verilen bir rakam var, yine Tuncay ŞALLl'nın verdiği bir rakam var; onu söyleyeyim, onu arz edeyim. Ayrıca, kanuni takibe intikal eden ... Bu, benim OYAK BANK Genel Müdürü'nden dün akşam faksla aldığım bilgidir, sizin elinizdeki konuşma notu üzerine kendisinden talep ettiğim bilgi notudur. Onun bir maddesini okuyacağım: "Kanuni takibe intikal eden kredi tutarı 1.6 trilyon Türk Lirası olmasına rağmen, DEF müşterilerine -yani, lrlanda'daki müşterilerine kullandırdığı ... " OYAK European Finance ile ilgili olarak 47.4 diye gösterilmişti sizin DEF çizelgenizde. Bunun, bu 47.4'ün ... Niye ben 1.6 diye söyledim, size onun açıklamasını yapmak istiyorum. Kanuni takibe intikal eden kredi tutarı 1.6 trilyon Türk Lirası olmasına rağmen, DEF müşterilerine kullandırdığı ve halen problemsiz olarak devam eden kredilerin Amerikan Doları cinsinden 38. 7 milyon sehven toplama dahil edilmesinden kaynaklandığını, ben, sizlere, tekrar, OYAK Genel Müdürü'nün imzalı faksından sunmak istiyorum.
İLGİLİ HABERLER
BAŞKAN -Teşekkürler.
Sayın ŞALLI, söz istediniz; buyurun.
MLY.ALB. TUNCAY ŞALLI· Sayın Başkanım, Sayın Yönetim Kurulu Başkanımızın açıklamaları için Genel Kurul üyeleri olarak biz şükranlarımızı arz ediyoruz.
Öncelikle, ben, bir istihbarat örgütünden bahsettim. Yanlış anlamayı önlemek için, konuşmamda bir düzeltme yapmak istiyorum. Bu istihbarat örgütü, bankaların genel müdürlüklerinde oluşmuş bir örgüttür; gerçek veya tüzelkişilere bireysel veya kurumsal krediler verilirken kişileri inceleyen bir örgüttür. Yanlış anlaşılma olmasın diye bunu düzeltirim; bir.
ikinci husus; Sayın Başkanım, bizim aldığımız rakamlar, ilgililerden aldığımız rakamlardı. Sayın OYAK BANK Genel Müdürüyle pazar günü yapmış olduğum toplantıda da şifahi olarak teyit edilmiş bir rakamdı. Eğer, bu rakamlar aşağıda olursa biz çok çok seviniriz; ancak -Sayın Yönetim Kurulu Başkanı'mızın açıklamasının bir noktasına ben de katılıyorum- bunun içerisinde, şüpheli, takipteki alacakla birlikte geri dönmesi muhtemel alacaklar da var; yani, siz bir bireysel kredi vermişsiniz, bunlar likit olarak, yavaş yavaş, zamanında geliyor; onlar da var. Sanırım, belki orada bir rakam hatası olabilir.
Sayın Başkanımın açıkladığı bir diğer husus; biz, Bolu Çimento, Ünye Çimento ve Elazığ Çimento'yu arz ederken, sektör içerisinde Kurum'a ait olan çimento fabrikaları içerisindeki üretim ve prodüktivitesini değerlendirdik. Türkiye'nin 2000 yılı içerisinde depremden dolayı ne kadar bir zaiyat verdiğini ve bu sektörün bir duraklama dönemine girdiğini de biliyoruz. Burada açıklamak istediğimiz veya vermek istediğimiz mesaj şuydu: Ünye Çimento Fabrikasına, 2000'de ve 2001 'de ciddi anlamda apel yatırımları, sermaye payları artırıyorduk. Onun Karadeniz'e ve Gürcistan'a açılarak üretim kapasitesini, satış kapasitesini artırmasını istiyoruz. Bolu'da, şu andaki deprem dolayısıyla, İzmit, Düzce, Bolu ve o yöredeki pazar payının artırılmasını, üretimin artırılmasını istiyoruz. Elazığ'da da, konumu itibariyle olan satışlarla ilgili artırım yapmasını istiyoruz.
Ben, tekrar, özetle vurgulamak istersem, aldığımız rakamlar, bizim ilgililerden almış olduğumuz rakamlardır.
Ben, müsaade ederseniz, Sayın Hurşit TOLON Generalimin sorusuna da bir cevap vermek istiyorum. Sayın Generalim "acaba, 1999'da var mıydı" dediler.
Efendim, ben geçen sene bunlarla ilgili bir önerge vermiştim -isim zikretmek istemiyorum- bu önergeme, maalesef, bir cevap alamadım. Genel Müdür benim çalışma ofisindeki çalışma masama kadar geldi, "efendim, niçin bu konu üzerinde ısrarla duruyorsunuz" denildiği zaman, bizim bunu bilmeye ihtiyacımız olduğunu kendisine söyledim ve bana, sadece o yıl, 1999 yılındaki 4.7 trilyon liralık bir durumu özetledi, ben de 40. Genel Kurulda onu zikrettim.
Bu nedenle, ben, 41. Genel Kurul çalışmalarımızda yeni Yönetimin bize gösterdiği bu şeffaflıktan, bu misafirperverlikten, hemen hemen her şeyi bize açmalarından -biz, zaten, onların bir yardımcı unsuruyuz, birlikte çalışıyoruz, birbirimizi motive ediyoruz- ve bize sağladıkları katkıdan dolayı yeni Yönetime de şükranlarımı arz ediyorum.
Arz ederim.
BAŞKAN • Teşekkür ederim.
YÖNETİM KURULU BAŞKAN! (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA· Sayın Başkanım .
BAŞKAN - Efendim, aynı konuları mı devam ettireceğiz?
YÖNETİM KURULU BAŞKAN! (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA - Efendim, şimdi, ben, tabii, bir açıklama yaptım. Bizim bütün gayemiz, Genel Kurulu teşkil eden arkadaşlarımıza en doğru bilgileri verebilmektir. Bu arkadaşlarımızın da, gittikleri kıta ve kurumlarda en doğru bilgilerle arkadaşlarımızı teçhiz etmeleri icap eder ki, arkadaşlarımızın Kurum hakkında herhangi bir yanlış intibaları olmasın.
Bu hususta, eğer izin verirseniz, Genel Müdür de, sizden iki dakikalık bir söz istiyor. Verirseniz, arkadaşlarımızın ve 182 bin üyemizin aydınlanması açısından belki faydalı olabilir; çünkü, kayıtlara da intikal ediyor. Arkadaşlar, zannediyorum, kıtalarda, karargahlarda dergileri ciddiyetle okuyorlar, satırların altını çiziyorlar. Oraya da intikal etmesi açısından, eğer izin verirseniz, Genel Müdür de iki veya üç dakika içerisinde maruzatta bulunacak.
BAŞKAN- Zaten, konuşma sırası var, o sırada verilirse olmaz mı? Önceliği var mı?
YÖNETİM KURULU BAŞKAN! (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA. Peki efendim ... Hay hay efendim ... Olabilir.
BAŞKAN - Şimdi, zaten, bu madde konuşulmuş, bitmiş olmayacak, Sayın ULUSOY'a söz verilecek; o söz verildiği zaman bunu da dikkate alalım diye düşünüyorum.
YÖNETİM KURULU BAŞKAN! (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA· Peki efendim.
BAŞKAN - Benim anladığım kadarıyla, zaten, o konularda, zannediyorum, Yönetimden de görüş ortaya çıktı. OYAK BANK veya bu bankacılık sistemiyle ilgili, çok da memnuniyet verici olmayan bir geçmiş ifade edildi; ancak, önemli olan şu: Bu geçmişten Yönetimin zamanında haberi olup olmadığı, tedbir alıp almadığı konusu var. Geçen seneki Genel Kurula bu konuda bilgi gelmediğine göre, değiştirmiş olduğunuz o banka yönetiminin, sanıyorum, bu konuda bilgilendirmediği, bununla ilgili ne işlem yapılacağını da Genel Kurul üyelerimizin sorması ve Yönetimin buna göre bir tedbir alması gerekir diye düşünüyorum.
Bu konuyla ilgili başka söz isteyen? .. Yok.
Sayın Genel Müdürümüze, konuşması sırasında bu konulara açıklık getirmesi bakımından da ilave yapacağını zaten söylemeye çalıştık.
Önergeler var; yalnız, anlaşılıyor ki, bugünkü Genel Kurul çalışmamız böyle bir iki saat içerisinde bitecek gibi görünmüyor. Müsaade ederseniz, 13.30'a kadar, 45 dakikalık bir ara verelim; hem yemek molası olur hem dinleme olur, ondan sonra devam edilir diye düşünüyorum.
13.30'da toplanmak üzere, Birinci Oturumu kapatıyorum.
YÖNETiM KURULU BAŞKANI (E) KORG. Y. SELÇUK SAKA • Efendim, Sayın Genel Müdür arz edecekler.
BAŞKAN • Buyurun Sayın Genel Müdür.
GENEL MÜDÜR COŞKUN ULUSOY· Sayın Komutanım, Değerli Üyelerimiz, Değerli Yöneticilerimiz;
1999 yılında yapılan 39. Genel Kurul kararı ve temennisi çerçevesinde OYAK Yönetimince yapılmış olan işlemleri arz edeceğim.
Burada 13 karar ve 6 tane temenni var. Bu 13 karara ve 6 temenniye yönelik olarak OYAK Yönetimi'nce yapılmış olan işlemleri sırasıyla arz ediyorum.
1 No'lu Karar, üye birikimlerine uygulanacak nema miktarının yıllık TÜFE veya TEFE'den yüksek olanına 20 puan eklenerek belirlenmesinin OYAK Yönetim Kurulu'nca başarı kriteri olarak değerlendirilmesi hususunu ve emeklilere ödenecek maaşların 2000 yılı Programında gösterilen hedefe göre yapılmasını amirdi.
Bu çerçevede, öncelikle, finansal getirilerimiz ve iştirak getirilerimizle ilgili bilgi sunmak istiyorum.
2000 yılında ortalama plasman tutarımız 169 trilyon oldu. 2000 yılı ortalama net getirisi O/o 67.2 olarak gerçekleşti. Bu, 32.7 olan TEFE'nin 34.5 puan üstünde, 39 olan TUFE'nin 28.2 puan üzerinde. Finansal getirilere kıyasla iştirak getirileri, 2000 yılında programımız 101.4 trilyon iken, bundan elde edilen getiri 81,2 trilyonda kaldı. Arzu edilenin altında bir iştirak getirisiyle karşı karşıya geldik. Bu, ileriki yıllarda da, muhtemelen böyle devam edecek; çünkü, iştiraklerimizin artık tümüyle elden geçmesi gerektiğini biz Yönetim Kurulu olarak değerlendiriyoruz ve bu toplantının akabinde, hemen, bütün iştiraklerimiz ciddi bir şekilde ameliyat masasına yatırılacak, bu Genel Kurul'da yapılan gayri resmi görüşmeler, resmi görüşmeler ve alınan kararlar çerçevesinde elden geçirilecekler. Hiçbir iştirakimiz dokunulmaz değildir; hepsi en derin şekilde ele alınacak ve şartların ifade ettiği netice muhakkak gerçekleştirilecektir.
Öte yandan, 2000 yılında gerçekleşen nemayla ilgili bilgi sunmak istiyorum. Bu, daha evvel sunulmuştu.
Gerçekleşen nema% 55.4 ol9u. Bu 32.7 olan TEFE'nin 22,7 puan üstünde, 39 olan TUFE'nin ise 16.4 puan üstünde.
- Genel Kurulun 2 No'lu Kararı ki, önerge 6'ydı-Kurumumuzun tüm hesaplarının bağımsız bir kuruluş tarafından denetlenmesiyle ilgiliydi. Zaten, karar yansıda gözüküyor. Geçmişte, bu iç denetimin yeterli olduğu görüşü ve dış denetim maliyetlerinin de çok yüksek olabileceği endişesi içinde, bu dış denetim kurumlarınca Kurumumuz denetlettirilmemiş; fakat, bunun, çağdaş iş hayatının vazgeçilmez bir unsuru ve hele yabancı yatırımcılarla yapılacak olan muhtemel girişimlerin yine vazgeçilmez bir gereği olduğu düşüncesiyle, Yönetim Kurulumuz acilen bu konuda gerekli kararları aldı ve hem ilk altı aylık neticeler değerlendirildi, ayrıca, bu yılın sonunda, 2000 yılının sonunda da, tüm yıl, yine, tekrar denetlendi. Böylelikle, bundan sonraki yıllarda da aynı çizgi sürdürülerek devam edecektir.
Dış denetim, icraatın vazgeçilmez bir parçasıdır; dünyada böyle kabul edilmiştir. Biz, yarın elimizdeki imkanlarla bazı yabancı ortaklıklara girmeyi öngörüyoruz. Eğer, elimizde bir dış denetim raporu yoksa, sıhhatli bir ilişki içinde olamayız; ayrıca, çağdaş bir çizgide kabul edilmeyiz. Bütün bu engelleri aşmak için, bu denetimi bu sene gayet dikkatli yaptırdık. Gelecek yıllarda da, bu, çalışmalarımızın vazgeçilmez bir parçası olarak muhakkak ki devam edecektir.
- Genel Kurul'un 3 No'lu Kararı (Önerge 8) yansıda görülüyor. Bu, yine, bizim elde ettiğimiz aktuaryel karın dağıtımıyla ilgili bir karardı. Bu Kararda, 31 Aralık 1999 tarihinde oluşan aktuaryel kar üye ortalama rezervine toplam nema oranında uygulanmış ve aktif daimi üyelerimizin 31 Aralık 1999 tarihindeki rezervlerine ilave edilerek, emeklilik yardımları artırılmıştır.
Yine bu Kararın 3.2 maddesi, emekli maaş sistemindeki üyelerimizin rezervine ilave edilmesini öngörüyordu. Bu rezervlere ilave yapılmıştır. 3 No'lu Karar (Önerge 8) bugüne kadar emeklilik yardımına hak kazanmak suretiyle üyelikten artırılmış olan üyelerin kar payından alacaklarının ayrılış tarihlerine göre hesaplanarak, kendilerine veya hak sahiplerine 1 Haziran 2000 tarihinden itibaren ödenmesini öngören bir karardı.
Bu Karara aynen uyularak, gerekli ödemeler yapılmıştır.
4 No'lu Karar, yansıda da görüldüğü gibi, konut kredisi limitinin iki aşamalı olarak uygulanmasını öngörüyordu. Aynen kararda öngörüldüğü şekilde uygulama gerçekleştirilmiştir.
4 No'lu Kararda ise, dahi önce kredi kullanan üyelerin 31 Aralık 1999 devir bakiyelerine; 1 Ocak 2000 ile 31 Mayıs 2000 tarihleri arasında kredi kullanan üyelerine de, kredinin ödendiği tarihten başlamak üzere, değişik vadeler için değişik oranlarda faiz uygulanmasını ve yeni ödeme planlarının hesaplanmasını öngörüyordu.
Uygulanan işlem aynen şöyle oldu: 31 Aralık 1999 tarihinde konut kredisi borcu olanlar ile 31 Mayıs 2000 tarihine kadar konut kredisi kullanan üyelere yeni faiz oranları uygulanmıştır. Yeni borç miktarına göre ödeme planları, Temmuz 2000 tarihinde üyelerimize duyurulmuştur.
4No'lu Kararda, 1 Haziran 2000 tarihinden itibaren kredi kullanacak üyelere de, ilk üç ay ödemesiz olmak üzere, sabit ve değişken taksitlerle, değişik vadelerde, değişik oranların uygulanması öngörülmüştü.
Aynen Kararda öngörüldüğü üzere uygulama yapılmıştır.
4.4 No'lu Karar, değişik vadeler için değişik faizler uygulanmasını Yönetim Kurulu'nun yetkisine bırakıyordu.
Bu alınan Karar çerçevesinde uygulama yapılmıştır.
İLGİLİ HABERLER
Aynı Kararın bir başka bölümünde, 1 Haziran 2000 tarihinden itibaren kaynak-maliyet farklarının üyelerden peşin veya en fazla 36 aya kadar vade uygulanarak tahsil edilmesini, vadeli ödemelerde ise aylık 2,55 faiz uygulanmasını öngören bir karardı. Bu Kararda belirtildiği üzere uygulama yapılmıştır.
Yine aynı Kararın devam eden 6. bölümünde ise, konut kredisi borcunu kapatan üyelerimize yönelik olarak yapılması öngörülen çalışmalar vardı.
Bu, yansıda belirtiyor. Bu Kararda belirtildiği üzere uygulama gerçekleştirilmiştir.
Yine 4 No'lu Kararın 7. bölümünde, konutla ilgili olarak tahsil edilecek alacakların gecikme faizine yönelik bir karar vardı. Yine bu Kararın 8. maddesinde 14. Temsilciler Kurulunca önerilen ve üyelere uygulanan anket sonuçlarından hareketle Kurum'un ürettiği konutların net 85 ve 125 metrekareler arasında olacak şekilde çeşitlendirilmesi öngörmüştü.
2001 yılı içinde tahsise sunulacak olan 688 adet Ankara Eryaman Konutları Projesinde konut tipleri Karar doğrultusunda çeşitlendirilmiştir. Bu proje kapsamında, net alanı 86 ve 84 metrekare olan konutlara ilaveten, net alanı 117,38 ve 118.08 metrekare olan konutlar da tahsise sunulmak üzere çalışmalar yürütülmektedir.
Ayrıca, bu Kararın 9. maddesinde, Konut Kredisi Yönetmeliğinde gerekli değişiklerin yapılması öngörülmüştü. Bu Yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yapılmıştır.
Bu Kararın 10. maddesinde. ekonomik koşullarda meydana gelebilecek ani dalgalanmalarda Kurum ve üye menfaatlarini korumak maksadıyla mesken kredilerine uygulanacak faiz oranlarının belirlenmesine yönelik talimatlar verilmiş ve faiz oranlarını belirlemeye Yönetim Kurulu yetkili kılınmıştı.
Bu çerçevede, piyasalardaki konut kredisi faiz oranları, Karar doğrultusunda, gayet tabiidir ki, sürekli izlenmektedir. Ekonomide meydana gelen olumsuz gelişmeler neticesinde, 9.2.2001 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere de faiz hadlerimizde artırımlar yapılmıştır. Aylık 2,25 olarak uygulanan faiz oranları 3,5'e, aylık 2 olarak uygulanan faiz oranı 3'e, aylık 2,55 olarak uygulanan kaynakmaliyet farkı faiz oranı ise % 4'e çıkarılmıştır. Konut kredilerindeki ara vadeler ile ipotek ve indirim oranları yeni faiz oranlarına göre yeniden değerlendirilmiştir.
5 No'lu Kararımızda (11 No'lu Önerge), Kurum tarafından hazırlanan üyelerin ucuz ve kolay konut edinmelerine yönelik çalışmalar ve Kooperatiflere Arsa Satış ve Tahsis Yönetmeliği ile Konut Kredisi Yönetmeliğinde yapılan değişikliklere ilişkin inceleme Raporuna aşağıdaki hususları içerecek şekilde işlem yapılması öngörülmüştür. Bu hususlar (a) ve (b) yansıda görülmektedir. Bu Karar doğrultusunda gerekli değişiklikler yapılmıştır. Kurum'un elindeki arsa stokunun ve koşulların uygun olması durumunda uygulamaya geçilecek ve üyelere ayrıca duyurulacaktır. Bu durumda, şu an itibariyle, bütün herkes gibi, biz de gelişmeleri izliyoruz.
5 No'lu Kararın 2. maddesinde Konut Ön Biriktirim Sistemine üyelerin katılımının artırılması için gerekli tedbirlerin alınmasının Yönetim Kurulunca yapılması hususu ele alınmıştı.
Bu çerçevede, Konut Ön Biriktirim Sistemine üyelerin katılımının artırılması için duyuru, ilan ve konferanslara devam edilmektedir. 2000 yılında üyelerin sisteme katılım oranında bir önceki yıla göre %127.3 artış sağlandığı görülmektedir.
5 No'lu Kararın 3. maddesi İkitelli-İstanbul arsasının rantabl nasıl değerlendirilebileceği hususunda Kurum'ca bir çalışma yapılmasıydı.
Bu Karar çerçevesinde bir rapor hazırlanarak, 41. Genel Kurulumuza sunulmuş bulunmaktadır.
6 No'lu Kararımız üyelerimizin görüş ve beklentilerini tespit amacıyla ve Genel Kurul kararlarına daha etkin olarak yansıtılması gayesiyle anketlerin düzenlenmesi, bunların dergilerle yayımlanması ve anket sonuçlarını, analizlerini içeren raporun Genel Kurul öncesi Genel Kurul üyelerine gönderilmesiydi. Bu Karar çerçevesinde, 39. Genel Kurulun 13 No'lu Kararı gereğince her yıl GeneI Kurul üyelerine sunulan
Beklentilerin artırılması hususuna ilişkin inceleme Raporunda, istatistik bilgilerin yanında, istek ve şikayet konularının da içerik olarak yer almasının sağlanmasını ve bunlara yapılan işlemlerin belirtilerek Olağan Genel Kurul Toplantılarını takiben tüm üyelere bültenlerle iletilmesini öngörmüştü. görüş ve beklentilerini belirlemek amacıyla yapılan anket uygulaması, 2003 yılında tekrar düzenlenecektir. Ayrıca, 2003 yılından evvel de ihtiyaç duyulması halinde tekrarlanması öngörülmektedir.
Ayrıca, üye memnuniyetini artırmak amacıyla üyelere sunulan tüm hizmetler, tek bir müdürlükte, yapılan reorganizasyon çalışmaları çerçevesinde sağlanmıştır.
Burada hedef, bir Genel Müdür Yardımcılığının koordinasyonunda ve onun bu konulara focus olmasını sağlayacak şekilde, yoğunlaşmasını sağlayacak şekilde çalışmaları sürdürmek ve üyelere sunulan hizmetlerin öncelikle ele alınarak, şikayetleri doğrultusunda, talepleri doğrultusunda daha etkin biçimlere getirilmesi sağlanacaktır. Bu, bizim öncelikli görevlerimizden biri olarak değerlendirdiğimiz bir husustur.
OYAK BANK'ın orta vadeli geliştirme planı çerçevesinde internet bankacılığının altyapısının oluşturulması, fon yönetiminin geliştirilmesi veya uygun görüldüğü takdirde güçlü ve tanınmış bir grupla birleşme çalışmalarına hız verilmesi, teknolojik altyapının güçlendirilmesi, mevcut fonlara ek kaynakların aktarılması ve yeni banka şubeleri açılması konusunda çeşitli kararlar alınmıştı. Bu kararlara yönelik olarak, 2000 yılı Temmuz ayında OYAK BANK'ta yönetim değişikliği yapıldı. Yeniden yapılanma çalışmaları başlatıldı. Bireysel ve kurumsal bankacılık için teknolojik altyapının geliştirilmesi yönünde girişimler yürüyor. Mais ile işbirliği yapıldı; bütün Mais bayilerinde on-line/real time kredi uygulamasına başladı. Bu Kasım ayında başlayan ilişkiden oldukça iyi neticeler aldık. Bu sıkıntılı günlerde, bu işbirliği sayesinde, Mais, satışlarını nispeten aksatmadan sürdürebilme olanağına kavuşmuş oldu.
Yine o sıkıntılı günlerde bankanın sermayesi artırılarak, mali yapısı güçlendirilmiş oldu; fakat, bugünkü konuşmalarda da izlediğiniz gibi, OYAK BANK, bu Yönetim Kurulu'nun, idarenin, muhakkak ki öncelikli konuları arasındadır. Eğer, vakit kalır ve müsaade buyurulursa, bu sunumun akabinde, üç beş kelimeyle o konuda da bilgi arz etmeyi ümit ediyorum, arzu ediyorum.
8 No'lu Karara geçersek, bu sosyal hizmetlerimize yönelik olarak, sosyal eşitsizliği, faydalanan üyeler ile faydalanamayan üyeler arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırmak maksadıyla bir çalışma yapılması öngörülüyordu.
Bu çalışma yapılarak, hazırlanan rapor Genel Kurulumuza sunulmuştur.
9 No'lu Kararımız (Önerge 21) çerçevesinde ise, üyelerimizin ödedikleri aidat oranlarına ve üyelik sürelerine göre bir ev ve bir otomobil alabilecek imkanların sağlanabilmesi konusunda Kurum tarafından bir araştırma yapılması öngörülmüştü.
Bu çerçevede hazırlanan bir rapor da yine Genel Kurulumuza sunulmuş bulunmaktadır. 10 No'lu Kararı yansıtıyorum. Zamanın alınmaması babında, oldukça geniş çapta hazırlanmış bu Karara yönelik olarak, müsaade ederseniz, sizin de talimatınız çerçevesinde, uygulamayı arz edeyim.
Bu, Kurum'un borç vermede uyguladığı çeşitli faiz oranlarına yönelik bir karardı. Burada zaten gösteriyoruz. Bu Kararda belirtildiği üzere, (a) ve (g) maddelerinin kapsadığı hususlarda işlem yapılmıştır; aynen uygulama sürmektedir.
Dediğim gibi, sizin de talimatınız çerçevesinde hızla geçebilmek babında, alınan bütün bu detaylı kararlar ve belirtilen detaylı faiz oranlarına yönelik kararlar aynen uygulanmıştır. ilgili yönetmeliklerde değişiklik yapılabilmesi için de Yönetim Kurulu'muza gerekli yetkinin verilmesi öngörülmüştü. Bu konuda da, ilgili yönetmeliklerde gerekli değişiklikler yapılmıştır.
Bu Kararın 5. maddesinde, Kıbrıs'ta görev yapan üyelere uygulanan mal kredisi limitinin 680 milyon liradan 1.2 milyara yükseltilmesi öngörülmüştü. Bu öngörü çerçevesinde, verilen talimat çerçevesinde gereği aynen yapılmıştır.
11 No'lu Kararımız çerçevesinde Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerimize ödenecek olan hakkı huzur ödemeleri vardı. Bu konunun gereği aynen yapılmıştır ve alınan karar çerçevesinde uygulama sürmektedir.
12 No'lu Karar, Yönetim Kurulu Başkanı'na yönelik olarak sağlanan bir imkana yönelik bir karardı. Bu Karar çerçevesinde gereği yapılmıştır. 13 No'lu Karar, geçmişte yapılan çalışmaları yansıtacak, alınan karar ve temennileri ortaya koyacak şekilde dokümanların hazırlanması, bu dokümanın daha toplantı öncesi Genel Kurul üyelerine gönderilmesi ve bunun tekrarlanmasına yönelikti.
Bu çerçeve içinde, tüm Genel Kurul direktif, karar ve temennileri, ayrıntılı olarak, bir doküman şeklinde hazırlanmış ve Ocak 2001 tarihinde Genel Kurul üyelerine gönderilmiştir. Bu doküman, her yıl güncellenerek, Genel Kurul ve Temsilciler Kurulu üyelerine de gönderilecektir.
13 No'lu Kararımız, bu alınan kararın bir devamı. Bu, Genel Kurul üyelerinin, kopukluk yaşamadan, süreklilik sağlayacak tarzda çalışmalarını sürdürebilmesi amacıyla çeşitli kararların derlenmesi ve çalışma imkanlarının hazırlanmasıyla ilgili bir karardı.
Bu Karar çerçevesinde, Kurum faaliyetleriyle ilgili adı geçen doküman ve kitaplar, yapılan çalışma sonucu fihristlenerek, bilgisayar ortamında, elektronik arşiv olarak Genel Kurul üyelerinin kullanımına sunulmuştur.
Buraya kadar arz ettiklerim kararlardı; bundan sonra alınmış temenniler geliyor.
Bu Temennilerden 1 'incisi iştiraklerimize yönelik bir temenniydi. Kurulun belirlediği hedeflere ulaşmadığı kanaatine varılan kuruluşların analizlerinin yapılarak, rantabl olmayanların bir plan dahilinde rehabilite edilmesi için çeşitli çalışmaların yapılması ve kar getiren alanlara yönelinmesi ve özellikle telekomünikasyon, enerji sektörlerine kaydırılmasıydı. Bu çerçevede, bu temennide yer alan hususlar, Kurum yatırım stratejileri paralelinde muhakkak ki değerlendirilmekte ve detaylı olarak takip edilmektedir.
Mevcut iştiraklere ilişkin inceleme ve değerlendirmeler sürekli olarak yapılmaktadır. Ayrıca, her türlü fırsat yakinen izlenmektedir. Ekonomide yaşanacak gelişmelere uygun olarak da, muhakkak, gereği yapılacaktır. Bu çerçeveden olmak üzere de, zaten, Olağanüstü Genel Kurulumuz toplanarak, Yönetim Kuruluna gerekli yetkiyi vermiştir. Elimizdeki kaynakları kullanabileceğimiz bir fırsatın doğması halinde, bu yönde, muhakkak ki, gerekli adımlaratılacaktır.2 No'lu Temennimiz, Mais'ten yapılacak araç satışlarına yönelikti. Yansıda görülüyor. Bu çerçevede, Mais ile yürütülen çalışmalar sonucu, yurt çapındaki 6 şube müdürlüğüne ilaveten, 31 ildeki 52yetkili satıcıyla anlaşmaya varılmış ve bu yetkili satıcılarda, OYAK üyelerine, 1.1.2000 tarihi itibariyle, şubelerle aynı şartlarda otomobil satışlarına başlamışlardır.3 No'lu Temennimiz huzurevleriyle ilgiliydi; bir rapor hazırlanması isteniyordu. Bu huzurevleri yapılması veya mevcutların satın alınması, işletilmesi, kiralanması hususlarını içeren bir fizibilite raporu Genel Kurulumuza sunulmuştur.4 No'lu Temenni Elazığ'da bir OYPA Mağazasının açılması konusunda fizibilite yapılmasını öngörüyordu.Bu çalışma yapılarak, Genel Kurulumuzun takdirlerine sunulmuştur. 5 No'lu Temenni, OYPA'nın Esbank ile müşterek çalışmasına devam etmesini ve Esbank tarafından üyelere verilen kartların dağıtımında ortaya çıkan eksikliklerin giderilmesine yönelik bir karardı.
Devam Edecek...