Samsun
+3...+13° C

SSB TV

Kullanıcı Oyu: 0 / 5

Yıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

 

Ordu bunlara cevap vermek, bu kurumların isteklerini dikkate almak zorundadır; “Siz kim oluyorsunuz!” deme hakkı yoktur. Demokratik bir toplumda, meşruiyeti kabul edilmiş kurumların orduya-polise yönelttiği sorulara o kurumlar düzgünce cevap vermek zorundadır; vermiyorlarsa en azından siyasal partiler, hükümet, bunun hesabını sorabilmeli, bu hakkı garanti altına alabilmelidir. Demokratik düzende eğer ordunun denetimiyle ilgili birtakım değişiklikler yapılacaksa mutlaka sivil toplum adına o yetkiyi kullanma meşruiyeti olan kurumların da orduyu denetlemesinin önü açılmalıdır. Ordu gayet net tanımlanmış askeri sırlar dışında her konuda bütünüyle sivil toplumun denetimine açık olabilmelidir; kimi durumlarda askeri operasyonlar da dahildir buna. Örneğin en son Dağlıca olayında ciddi şüpheler oluştu. Bir karakolun imha edilmesine göz yummak gibi, kendi mesleğinde karşılaşabileceği en ağır suçlamanın altında kaldı ordu. Elde ciddiye alınması gereken birtakım karineler var. Bunlar “Askeriyenin itibarıdır, askeri sırdır” deyip geçiştirilemeyecek kadar ciddi iddialardır. Bir diğer olayda bir askeri aracın ordunun döşediği mayına bastığı, içindeki personelin öldüğü, suçun da PKK’ya yıkıldığı iddia edildi.

Bütün bunlarla ilgili olarak askerlik açısından da bu olayların sorgulanması, aydınlatılması gerekir. Askeri darbeye maruz kalmış ülkelerde daha sonra bunun hesabı şöyle ya da böyle sorulduğu, birçok önde gelen sorumlu, suçlu cezalandırıldığı halde Türkiye’de neden asla böyle olmadığı konusuna da değinmeliyim. Bu bahiste birtakım kurumları suçlayabilir, hükümetin, Meclis’in görevini yapmadığını söyleyebiliriz; ama bence çok daha önemli nokta Türkiye toplumunun büyük çoğunluğunun bunu istemiyor oluşudur. Ordunun istisnai statüsünün törpülenmesine, diyelim Tapu Genel Müdürlüğü gibi, gerektiğinde cezalandırılabilir bir kurum haline getirtilmesine Türkiye toplumu adeta içgüdüsel olarak pek sıcak bakmamaktadır. Bu tutumun temelinde bizim en önemli sorunumuz yatıyor galiba: Türkiye toplumunun kendi kimlik tasarımında, kendi dünya görüşünde gücün, fiziki gücün çok önemli yer tutması ve hatta bir erdem olarak yüceltilmesi.Bu, Türkiye toplumunun modern bir toplum haline gelmesinin önünde de bir engeldir; çünkü biraz önce söylediğim gibi, ancak modern değerler sivil değerlerdir ve bunlar askeri değerlerin, fiziki güç kökenli değerlerinin geri plana atılması, hatta değer olmaktan çıkması sayesinde yükselebilir. Türkiye toplumu eğer askeri değerlerin askeri özelliklerinin ötesindeki özelliklerini kendi kimlik tasarımına yerleştirebilir hale gelebilirse, kendisi hakkında böyle bir tasarımı olabildiği takdirde, bu zihniyete geçebildiğinde ordusunun denetlenmekle yıpranacağı korkusundan kurtulabilir; çünkü sözünü ettiğimiz kimlik algısı, güç kullanımı sınırlandırılmış bir ordunun zayıflatılmış olacağını varsaymakta, bundan korkmakta ve paralize olabilmektedir.



Çevrimiçi Ziyaretçi

16749 ziyaretçi ve 0 üye çevrimiçi

Köşe Yazarı



Son Köşe Yazısı

Köşe Yazarı



ANKET

Oyak çalışanlarından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK'ta yolsuzluk yapılıyor mu?
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK nemasından memnunmusunuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy:

ANKET

OYAK yatırımlarından memnunmusnuz
  • Toplam oy: (0%)
  • Toplam oy: (0%)
Toplam oy:
İlk oy:
Son oy: