Sayfa 3 / 5

Denetim konusunda baştan söylediklerimi tekrarlamak pahasına işaret edilmelidir ki, demokratik denetimi cumhuriyetçi denetimden ayırmak; demokratik denetimin, cumhuriyetçi denetimin bir ileri aşaması olarak görmek gerekir. Cumhuriyetçi denetim toplum adına kamu yetkisini kullanan kurumların orduyu ve diğer güvenlik aygıtlarını denetlemesidir. Bunu esas olarak Büyük Millet Meclisi yapar. Bu, ilke olarak sınırsız bir denetimdir; yani Türk milleti adına bu denetimi yapacak organlar, Büyük Millet Meclisi’nin yetkisini kullandıkları için askeri-teknik sırlar hariç bütün arşivleri açabilmeli, istedikleri subaydan doğru bilgi alabilmeli, kurumun işleyişini gözden geçirebilmelidir. Burada bir engellemenin olması kabul edilemez.
Bir başbakana terbiyesizlik yapmış olan paşa karşısında hükümet otoritesini kullanamıyor, Genelkurmay da kılını kıpırdatmıyorsa Türkiye toplumunun iradesini temsil hakkına her iki tarafça da hakaret edilmiş demektir; ama Türkiye’de bir başbakan böyle düşünmediği gibi, toplum da öyle bir tavır beklemiyor. Yine örneğin Susurluk soruşturmasında bir kısım askeri personelin olaylara karıştığı şüphesi üzerine dönemin Meclis Soruşturma Komisyonu bazı generalleri dinlemek istemişti, ama o generaller neredeyse açıkça bir meydan okuma tavrıyla “Kim oluyormuş o milletvekili...” der gibi, uymadı bu çağrıya. Teoman Koman, JİTEM’in kurucusu olan general bunu yaptı mesela, kimse de ses çıkaramadı. Meclis içerisindeki herhangi bir grup “Nasıl olur! Türkiye Cumhuriyeti’nin, Türkiye toplumunun iradesine karşı yapılmış bir terbiyesizliktir bu” diyemedi. Bunun yapılmaması elbette Meclis’in bir ayıbıdır; ama ülke kamuoyunu dillendirmekle yükümlü medya organlarında da bu konu üzerinde durulmaması, “Bu nasıl olur!” diyen seslerin pek az çıkması da düşündürücüdür. Ordu gibi bir kurumun ve onun mensuplarının cumhuriyetin bu en temel ilkesini hiçe sayması, Büyük Millet Meclisi’ne saygısızlığı bu kadar kolaylıkla yapabiliyor olması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu geçinen bu kurumun ne kadar sakat bir mantık üzerine kurulduğunu gösterir. Demokratik denetim konusuna gelince... Bu, hükümet ve Meclis denetimine ilaveten kendi konusunda uzmanlığı, bilgisi, saygınlığı kabul edilmiş kurumların da uzmanlık gerektiren askeri konular dahil her konuda ordunun yaptığı işleri denetleyebilmesi demektir.