Sayfa 4 / 5

Değerli Üyeler;
içinde bulunduğumuz kriz ve süregelen belirsizlik ortamına karşın, 2002 yılı sonunda üyelerimize enşasyonun üzerinde reel nema sağlamak en önemli hedeşmizdir.
Yönetim Kurulu ve tüm Kurum çalışanları olarak, Kurum varlığını reel bazda büyüterek, bu hedeşere ulaşmaya yoğunlaşacağımızı belirtmek isterim.
2001 yılı sonunda ulaşılan sonucu, bu kriz ortamında oldukça tatminkâr bulmaktayız. Bugünkü görevlerimizi layıkıyla yerine getirme gayretlerini sürdürürken, gelecek kuşakların da OYAK’ın hizmet ve olanaklarından en üst düzeyde yararlanabilmelerini sağlayacak olanakları yaratmanın önemi ve önceliğinin bilincindeyiz.
Açıktır ki, sosyal güvenlik sistemlerinin varlığını ve üyelerine karşı yükümlülüklerini sürdürebilmesi, aktuaryel dengenin korunmasıyla mümkündür ve bu da önemle gözetilecektir.
Üyelerimizin Kurum’dan beklentileri konusunda duyarlıyız. Bu beklentileri karşılayabilmenin gayreti ve arayışı, Yönetimin sürekli gündemini oluşturmaya devam edecektir.
Üyelerimizin Kurum’a olan güvenini fevkalade önemsiyoruz. Güvenin olmadığı ortamlarda başarılı olmanın mümkün olmadığının bilincindeyiz. Kurum’a olan güvenin devamını, Kurum’un büyümesi, güçlenmesi, işlevlerini, yükümlülüklerini daha üst düzeylerde yerine getirmesi için en büyük destek olarak görmekteyiz.
Genel Kurulda alınacak yol gösterici, yapıcı, rasyonel kararlarla, Kurum’un daha da ileriye gideceğine inanmaktayız.
ilgili yasal mevzuat ve Genel Kurul kararları, Kurum’un idaresinde ve geliştirilmesinde ana çerçeveyi oluşturmaya devam edecektir.
şahsım ve OYAK Yönetimi adına, Genel Kurula çalışmala-
rında başarılar diliyor, saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum efendim.
BAşKAN– Evet Genel Kurulumuzun değerli üyeleri, Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Selçuk SAKA’nın konuşmasını dinlediniz; kendilerine teşekkür ediyorum.
GÜNDEM MADDESi 5: Genel Müdürün konuşması.
BAşKAN- şimdi de, OYAK Genel Müdürü Sayın Coşkun ULUSOY’u kürsüye davet ediyorum, konuşmalarını yapmak üzere.
Buyurun Sayın ULUSOY.
GENEL MÜDÜR DR. şERiF COşKUN ULUSOY- Sayın Bakanım, Değerli Komutanlarım, Genel Kurulumuzun De-
ğerli Üyeleri;
Bugün, 2001 yılını değerlendirmek ve önümüzdeki çok kritik yıllara hep beraber bakabilmek için toplanmış bulunuyoruz.
Ben, öncelikle, birinci aşamada geçmişe bakmak istiyorum.
2001 yılı, benim ve benimle gelen arkadaşlarımın tam yıl görev yaptığı bir yıl olmuştur.
2001 yılını daha iyi değerlendirebilmek için, biraz daha geriye giderek, 2000 yılının ortalarına dönmek istiyorum.
2000 yılının ortalarında görev aldığımızda gördüğümüz resim ana hatları itibariyle şöyleydi:
Türkiye’de bir ekonomik canlanma yaşanıyordu, ümitler artmıştı; fakat, için için de bir krize doğru gidiş vardı. Bu ekonomik ortamın çerçevesi içinde birtakım yatırımlar planlanmıştı; fakat, bizim yaptığımız gözlem ve değerlendirmeler, bu yatırımların yapılmaması yönündeydi. Mesela, birçok alanda gayrîmenkul yatırımları, iş merkezleri, alışveriş merkezleri gibi planlar önümüzdeydi; ayrıca, iskenderun Çelik işletmelerinin alınması gibi, 2000 yılının ortamında doğru gözükebilecek bazı fırsatlar da vardı; fakat, biz, kendi inançlarımız ve değerlendirmelerimiz ışığında, bir krizin gelmekte olduğunu değerlendirdik. Dolayısıyla, ilk yaptığımız, bu tip yatırımlardan sarfınazar ederek, belki ileriki yıllarda ele alınır düşüncesiyle, bir köşeye koymak oldu.
Nakde dönüş programını başlattık. ilk aldığımız tedbir buydu. ikinci tedbir ise, kafaları değiştirmek şeklinde ifade edebileceğimiz ve yeni bir reorganizasyona gitme yönündeki inancımız oldu. Biz, Türkiye’de, hep, kafaların değişmesini gündeme getiriyoruz; fakat, benim inancıma göre, kafalardaki değişim iki şey aynı anda değişmeli şeklinde olmalıdır: Bir, evet, kafalar şzikman değişmelidir; iki, kafaların içi değişmelidir.
Biz, bu inancımızı uygulamalarımıza yansıttık. Reorganizasyonumuzu yaparken, yeni düşünceler, yeni bakış açıları getirebileceğine inandığımız arkadaşlarımıza görev verdik. Eski arkadaşlarımıza yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ettik ve bunun, bir değerlendirme, bir inanç, bir yoğurt yeyiş biçimi olduğunu kendilerine izah ettik.
Bu reorganizasyonu yaptıktan sonra, ayrıca yeni birtakım prensipleri devreye getirmemiz gerektiğine inandık. Bunlardan bir tanesi de, o günlerde yaptığımız çalışmalarda teşhis ettiğimiz ve Kurum’un yıllardır süregelen problemi olan ve sosyal adaletsizliğe Kurum içinde yol açtığı belirtilen borç verme usulümüz ve yaklaşımımızdı.
Bu borç verme yaklaşımımız, Kurumumuzdan ciddî kaynakların çıkmasına yol açıyordu; fakat, eğer, biz, bir krizin gelmekte olduğunu düşünüyorsak, buna bir çare bulmamız ve yıllardır süregelen bu problemi bir şekilde noktalamamız gerekiyordu.
Bu çerçeve içinde, yine bu hizmetin sürmesi; ama, kaynakların Kurumumuzdan çıkmaması yönünde bir çözüm ürettik. Bu borç verme hizmetinin, bir banka, Vakıfbank tarafından verilmesini sağlayıcı girişimleri başlattık ve uyguladık.
Bu çerçevede, ayrıca, OYAK’a yönelik olarak, yıllardır kendi Kurumumuz ve kendi camiamız içinde istenilen sempati seviyesine ulaşılmadığını tespit etmiş olduğumuz için, yeni katılan üyelerimize yönelik bazı programlar başlattık, onların beklemeden kredi kullanabilmelerine imkân sağladık.
Bir başka yaklaşımımız da, Mehmetçik Sigortasını başlatarak, Silahlı Kuvvetlerimizin her kademedeki mensuplarna, erinden en üst düzeydeki komutanına kadar, ek bir sosyal güvence içine girmelerini sağlamak oldu.
Bütün bu çalışmalar yapılırken, ayrıca bir başka hususu daha gündeme getirme ihtiyacını duyduk ve Adana’da Genel Kurul üyelerimizle yaptığımız ilk çalışmada da, şeffaşığa yönelik olarak prensiplerimizi ve inançlarımızı ortaya koyduk. Hem kendi Kurumumuz içinde hem toplumumuza karşı yeni bir programla ortaya çıkacağımızı, yeni