Sayfa 1 / 4

21.06.2007 tarihli arşiv haber. İyi bir teklif geldiğinde Yunanlılara satılmayacağı söylenen Oyak Bank, şimdi Hollandalılara satıldı.
Şimdi soru şu; Oyak Bank'ın bundan sonra sahip olduğu ayrıcalıklar devam edecek mi?
27 Mayıs darbesini yapanların oluşturduğu Milli Birlik Komitesi tarafından 3 Ocak 1961 tarihli 205 Sayılı Kanun ile kurulan Ordu Yardımlaşma Kurumu'nun (OYAK) gerekçesi şöyle idi: “..ordu mensuplarının kendi içlerinde ve kendi mali imkanlarıyla bir dayanışma suretiyle istikbal endişesinden kurtularak maddi ve manevi huzura kavuşmalarını temin maksadıyla Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanun Tasarısı hazırlanmış bulunmaktadır.”
Kuruluşu sırasında Milli Savunma Bakanı'nın atadığı kişiler arasında Koç Holding'in kurucusu Vehbi Koç ile YKB'nin kurucusu Kazım Taşkent'in olması ve sonradan katılanların kimliği dikkate alındığında, büyük sermayedarların bu operasyondan çok şey beklediklerini düşündürüyor. İddialara göre, o yıllarda pek kıt olan sermaye birikimini arttırmak, küçük rütbeli askerleri steril bir orta sınıf haline getirerek halktan koparmak, üst rütbelileri sermayedar yaparak kapitalizm-militarizm işbirliğini sağlamak gibi çeşitli amaçlar umuluyordu. Sonuçta, bütün amaçlar hasıl olmakla kalmadı, TSK mensupları OYAK sayesinde, bu topraklar üzerinde yaşayan hiçbir gruba ve sınıfa nasip olmayan şekilde “ayrıcalıklı bir zümre” haline geldiler.
ASKERİN YÖNETTİĞİ EKONOMİK KURUM
OYAK'ın Temsilciler Kurulu, duruma göre 50 ila 100 askerden oluşurken, 40 kişilik Genel Kurul'da sadece 9 sivil üye bulunuyor. 205 Sayılı Kanun'da, 7 kişilik yönetim kuruluna 3 asker üye öngörülmüşken, 1976'dan itibaren özel komitenin seçtiği kişinin de asker olmasıyla askerler 4 kişi ile çoğunluğu ele geçirdiler. Hatta 2001 yılında 3 muvazzaf, 3 emekli asker ile bu sayı 6'ya çıktı. Şu anda yönetim kurulu 8 kişiden oluşuyor. Bunların 5'i general, 3'ü sivil. Sivillerden biri genel müdür Çoşkun Ulusoy, diğerleri bir emekli rektör ve bir emekli vali. Yani, yetkili ağızlardan sürekli “askeri bir kuruluş olmadığı, yönetiminde sivillerin de yer aldığı” tekrarlansa da, OYAK, TSK mensupları tarafından yönetilen ve kontrol edilen “sosyal” ve “ekonomik” bir kuruluş.
OYAK, yakın zamana kadar, kuruluş yasasının sağladığı ayrıcalıklar yüzünden Sermaye Piyasası Kurulu dahil hiçbir kuruma faaliyetleri hakkında bilgi vermekle yükümlü olmadığından mali yapısı gizli kalmıştı. İlk kez Avrupa Birliği'nin (AB) rekabet ve şeffaflık ilkeleri uyarınca 2001 Yılı Faaliyet Raporu kamuoyuna açıklandığında ortaya çıkan büyüklük öyle şaşırtıcı idi ki, gazeteler “krizle büyüdü!”,“Savaş taktiği mucize yarattı”, “Türkiye OYAK'a dar geliyor” gibi başlıklarla donanmıştı. O tarihten beri “mucize” katlanarak devam ediyor. 2005 Faaliyet Raporu'na göre OYAK Holding'in iştiraklerinin net dönem kârı 743.7 trilyon, öz sermayesi 3.7 katrilyon, öz varlıkları 11.5 katrilyon lira. Koç Holding'in net dönem kârı 508.4 trilyon, öz sermayesini 4.1 katrilyon, özvarlıkları 19.1 katrilyon lira; Sabancı Holding'in net dönem kârı 724.1 trilyon, öz sermayesi 6.1 katrilyon, özvarlıkları ise 43.3 katrilyon lira olduğuna göre OYAK ülkemizin üçüncü büyük holdingi!