Bu köşe yazımın tüm hakları ve mülküyeti, zilliyeti şahsıma aittir. Hala iddialarımın sonuna kadar arkasındayım.
Askerin parasından bilinen bilinmeyen tüm terör örgütlerine yardımlar, HİMMETLER yapılmış.
Yazılma tarihi; 03 Ocak 2017 / Mustafa BIYIK
16 yıl boyunca OYAK kurumu ve şirketlerine FETÖ’cüleri, PKK’lıları yerleştiren, sattığı her şirketten komisyon alan, Danıştay katliamı ve OYAK GÜVENLİK’e illegal olarak dinleme aletleri aldırıp üst düzey generallere ve siyasilere kumpas tezgahları hazırlayan coşkun Ulusoy bir numaralı zanlıdır.
OYAK-FETÖ imamı coşkun ulusoy’un OYAK’tan sallana sallana gitmesine müsaade eden şuan ki OYAK yönetimi ise coşkun ulusoy’dan çok daha ağır derecede suçludur.
Ne demiştik OYAK’ta ki FETÖ’cüleri Süleyman savaş erdem kadar hiç kimse koruyamazdı, biz bu iddiamızın arkasındayız. OYAK yönetiminde görev alan ve OYAK-FETÖ imamı coşkun ulusoy ile çıkar ilişkisi içinde olan bütün generallerinde bulaştığı tüm pisliklerin ortaya çıkacağına olan inancımızı sürdürüyoruz.
İŞTE RÖPORTAJ HABERİMİZ;
‘’ OYAK ERDEMİR’i almadan önce ben 20 yıldır oranın bakım işlerini yapıyordum. 48 ünitesinin liman dahil, liman işletmesi dahil paketlemeye kadar bakım işletmelerini ben yapıyordum.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Ne oldu işleriniz bozuldu mu?
Zaten OYAK geldi 2. Ayında bizim işleri fes etti, bütün personeli de kendi bünyemize alacağız dediler işte gitti ORSA’yı aldı, MERSAN diye bir firma var işte birkaç tane daha firma satın aldı, benimde bütün personelim ERDEMİR’e gitti. Benim personelimde ERDEMİR’li olacağız diye gittiler OYAK’çılara güvenerek, ERDEMİR’in maaşlı yüksek diye. Fakat o dönemlerde benden 2000 TL maaş alanlar şimdi ERDEMİR’de 1400 TL ye çalışıyorlar.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Ben sizi dinliyorum buyrun ne anlatacağınız varsa anlatın
Şimdi OYAK-ERDEMİR gelince ilk iş olarak bizim işlerimize son verdiler. Biz dedik ki ‘’ kardeşim bunu neden yapıyorsunuz’’ tabi o zaman OZAN BEKÇİ bizle görüşmüyor, hiç biri görüşmüyor MUSTAFA ÇEKER ve TOLĞA TÜFEK isimli iki adam koymuşlar oraya bizi onlarla görüştürüyorlar. Bunlarda diyorlar ki ‘’ Biz ERDEMİR’in hakkını koruyoruz’’ iyi kardeşim ERDEMİR’in hakkını koruyorsun da benim işime neden son veriyorsun, personelimi elimden alıyorsun dedim. İhaleyi vermezsen ERDEMİR’in hakkını korumuş olursun, ama sen şimdi benim 1000 tane personelimi alıyorsun, adam başı 3 Bin lira ceza ödemeyi göze alıyorum, ama sen 1.500-2.000 lira versen anlaşacağız zaten bende işçilerin tazminatından kurtulurum.
ERDEMİR’cilerde yok kardeşim biz böyle talimat aldık böyle yapacağız. Biz de dedik ki ‘’ kardeşim ne talimatı, nerden çıktı bu talimat, kim veriyor bu talimatı’’ Neyse arkasından bunlar işçileri örgütlediler dediler ki ‘’ Biz sizleri alıyoruz gemilerden ERDEMİR’li yapacağız’’ Tabi işçilerde 4000 TL maaş alacağız diye hevesle ERDEMİR’e gittiler. İşçileride elimizden alıp bizim işleri OYPA’ya verdiler. OYAPA’ya benim kestiğim 2.5 Milyon liralık faturaları bunlar 4.5 Milyon TL olarak kesmeye başladılar tıkır tıkır. Katlayarak geçiyorlar zaten ERDEMİR’cilere kimsenin hesap sorduğu yok. OYAK’ın kendi şirketi ve halka açık olduğu için kolluyorlar. Kendi şirketlerine peşkeş çekiyorlar.
Arkasından biz liman ihalesine girdik, bu liman ihalesinde 1.5 dolar veren bir firma var bende 1 dolar verdim çünkü 9 seneden beri bu işi ben yapıyorum dedim.
OYAK-ERDEMİR’ciler ‘’kardeşim biz bu işi 1.5 dolar veren firmaya yaptıracağız’’ dediler. ‘’Yav kardeşim neden 1.5 dolara işi yapan firmaya veriyorsunuz ben 1 dolar veriyorum’’ dedik. Zaten ihaleye girdik ve bu ihaleye teklif veren firmayız biz sonuçta. 9 yıldır ben yapıyorum bu işi neden 1.5 dolara bu işi fahiş fiyata ihale ediyorsunuz dedim, onlara kardeşim biz 1.5 dolara bu ihaleyi vereceğiz sende bu firmaya TAŞERON olacaksın dediler.
Allah Allah o firma yapamayacak işi, 1 dolara biz yapacağız. O zaman OĞUZ ÖZGEN bu işlerin başında genel müdür. İhaleyi 1.5 dolar veren firmaya verdiler, bizi de o firmaya 1 dolara taşeron yapıp anlaşmayı imzalayıp dosyalarına koydular.
Dedim ki ‘’ Bu ortaya çıkarsa hepinizin kafasını koparırlar’’ Teklif vermiş bir firmayım, dışardan ihaleye katılan bir firma değilim, siz çok abuk sabuk işler yapıyorsunuz.’’ Neyse biz bu işi yaptık ERDEMİR’ciler de hariçten bu adamlara 500 Bin $ kaptırdılar. İhaleyi alan firma 30 ayrı yerden fatura kesti, ben ayrı fatura kestim. Arkasından baktım daha çok pis işler dönüyor ERDEMİR’de, tabi bu arada ne ERDEMİR yönetim kurulu başkanı, ne de ERDEMİR genel müdürü görünmüyor ortalıkta. Bizle de görüşmüyorlar. Sonra dediler ki ‘’ Kardeşim biz senin ERDEMİR’e girişini yasakladık’’ Hiçbir şekilde içeriye giremiyoruz, ‘’ bunu niye yaptınız’’ dedik, ERDEMİR’ciler de ‘’ Biz böyle istiyoruz’’ dediler ve benim içerdeki tüm mallarımı soyup talan ettiler, bütün konteynerler, alet avadanlıklarımızı çaldılar. 20 yıldır ben ERDEMİR ile iş yaptığım için gelen firmaların iş makinası felan yok, her şeyimizi arakladılar, bunların dolaplarının anahtarları da hep özeldi. ABD’den gelir zaten düzeni ABD firması kurmuştur. 400 Bin $ lık malzememi çaldılar.
Neyse aradan 9 aylık bir zaman geçti şuan biz ERDEMİR ile mahkemeliğiz, mahkeme devam ediyor, bölge çalışma müdürülüğü geldi, müfettiş gönderdiler, bu müfettişler ‘’ Bu adamın işçilerini alamazsınız, ceza ödersiniz’’ dediler ERDEMİR’e , neyse mahkemeler devam ediyor, bu arada OGUZ ÖZĞEN çağırdı beni dedi ki ‘’ Kardeşim biz sana çok büyük haksızlıklar etmişiz, o dönemlerde de OZAN BEKÇİ gitti zaten, eeeeee mahkemeliğiz biz bu işleri düzeltemiyoruz, senle görüşemiyoruz, sen şu mahkemeleri geri çek biz de senle barışalım’’ bende dedim ki ‘’ Nasıl olacak bu işler benim içerde 1.5 Milyon $ lık teminatım var, 1.5 Milyon $ da alacağım var’’ OĞUZ ÖZGEN de dedi ki ‘’ Tüm zararlarını karşılayacağız’’
Bende ‘’ telafi edecekseniz zararlarımı bende mahkemelerimi çekiyorum’’ dedim. Arkasından bütün mahkemeleri çektik OĞUZ ÖZGEN tüm kapıları kapattı yüzümüze, görüşmüyor bizle. Bu adamlar dolandırdı bizi. Sen koskoca ERDEMİR’sin senin 3-5 kuruşa ihtiyacın mı var. Sen bizle neden görüşmüyorsun, aracıları felan koyduk yok yine görüşmediler.
Sonra FATİH OSMAN TAR’a gittik. Yönetim kurulu başkanı, konuyu kendisine anlattık, kendisi de dedi ki ‘’ oooo kardeşim biz dünya çapında bir şirketiz, böyle şey olmaz, bunu sana kim yaptı’’ bizde sizin kiler yaptı dedik. Alın yapılan tüm yazışmalar felan burda, tüm yazışmaları önüne koyduk. Çağırdı hukuk müşavirini baştan aşağı fırçaladı onu, bu çocuğun parasını, zararını ödüyorsunuz, ERDEMİR’e yakışmaz diye talimat verdi. ERDEMİR’de neler oluyor, ne iş yapıyorlar bunlar hakkında bilgi verdiler bana, arkasından bir süre sonra FATİH OSMAN TAR’da telefonlarımıza çıkmamaya başladı. Ne arayan var ne soran bir sekreteri var oda görüştürmüyor bizleri. 3-5 ay oldu kimse görüşmüyor bizle. Sonra FATİH TAR gitti ALİ PANDIR geldi, ALİ PANDIRA CELAL ÇAĞLAR vasıtasıyla gittik. OYAK’ın 2. Adamı. ALİ PANDIR’a gittik oda aynı hikaye. Bir genel koordinatör var …….ALEMDAR diye biri, hemen bu çocuğun çekini verin dedi, yiyici biri kendisi, ben bu çeki defaten ödeyemem dedi, haaa bu arada BANK ASYA’nın kapanma durumu var, benim bankada 1.5 Milyon $ lık teminatım var, banka ile zaten büyük kapışmam var, BANK ASYA’ya dedim ki ‘’ Bu teminatlarım yansın, kağıt olarak değil de para olarak kasada dursun ‘’ dedim bankada kabul etti.
ERDEMİR’cilere dedim ki ‘’ Daha önce ki hacizleri BANK ASYA’ya göndermeyin’’ ama bunlar sürekli BANK ASYA’ya gönderiyorlar. Bizim 50 tane dilekçemiz var BANK ASYA’ya göndermeyin ödemelerimizi OYAK BANKA’a gönderin diye fakat OYAK’çılar ısrarla BANK ASYA’ya gönderiyorlar. Kendi OYAK BANK’ı var kendi bankasına göndermiyor.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Acaba OYAK’çılar DARBENİN yapılacağını bilip seni ve tüm alacak verecek işlerini BANK ASYA’ya göndererek sana FETÖ’cü yaftası yapıştırmaya mı çalıştılar bunlar.
Anlamıyoruz işte o dönem de bu konuları bağdaştıramıyoruz işte. Teminatlarımı yakmadılar ve kadın ben bu parayı aylık ödeyim sana dedi. Senle DANIŞMANLIK sözleşmesi imzalayalım, sen bize danışmanlık yap bunun karşılığında aylık 100 bin $ ödeyelim sana. Buna da dedik eyvallah, çünkü bunlar benim ticari hayatımı bitirdiler, sonra tekrar telefonlarımıza çıkmamaya başladılar, sonra bizim işlerimizle ilgilensin diye insan kaynaklarından ÜMİT diye birini görevlendirdiler, sonra bu çocuğu da görevden alıp başka birime verdiler, sonra da işten attılar. Arkasından BANK ASYA bunların teminatlarını yakıp bize ceza uyguladı. İcra gelir masa sandalye ne varsa alır kaldırır, bunlar benim sadece 600 tane dosyamı aldılar, başka hiçbir şey almıyorlar 600 dosyamı alıp gidiyorlar. Bunların içinde OYAK ile ERDEMİR ile yazışmalarım vardı, bütün arşivimi boşaltmışlar.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Bunu neden yapıyorlar ortada delil bırakmamak için mi?
Valla orasını bilmiyorum ama, o arşivin içinde benim şirketimin ERDEMİR den aldığı ihalelerin yazışmaları, OYAK ile yapılan tüm yazışmalar vardı, siz anlayın artık sebebini. Sonra bu FETULLAH olayları felan çıkmaya başlayınca ben de olayları anlamaya başladım, olaylar oturmaya başladı, pazıl oturmaya başladı, arkasından benim şirketime uyduruk bir vergi cezası kesildi, cezayı kesen adam HİDAYET BAŞ diye bir vergi denetmeni, ben bu olaya yürütmeyi durdurma itrazı yapana kadar vergi dairesi benim 2 milyon liralık malıma el koydu. Aradan 2 ay sonra HİDAYET BAŞ çıktı geldi dedi ki ‘’ kardeşim ben trafik kazası geçirdim, oğlum öldü, vicdan azabı çekiyorum, gidelim mahkemeye benim anlatacaklarım var ‘’ dedi. HASAN İSKENDEROĞLU diye bir hakim var onun yanına gittik, HİDATEY BAŞ hakime dedi ki ‘’ Ben bu vergi cezasını kesmeyecektim ama bana zorla ERDEMİR’de ki yetkililer ve vergi dairesi müdürü kestirtti.’’
Sonsözbasının gazetesi soruyor; yetkililer derken kim bu ERDEMİR yetkilileri
Kesinlikle adam isim vermiyor, vermedi de.
‘’13 Milyon TL lik vergi cezasını ben bunların baskısıyla kestim’’ dedi. Bir tanede MİLLETVEKİLİ’nin ismini verdi. Bu firmanın eksiği gediği yoktur, dünya üzerinde de böyle bir ceza yoktur dedi. 130 bin lira faturanın kendisini katlasan cezası 360 bin TL yapar ama bana baskıyla 13 Milyon TL ceza kestirttiler, firmanın kestiği faturada en ufak bir haksızlık yok dedi. Şuan bu vergi denetmeni denetmenlik işinden de ayrıldı şuanda başka yerde çalışıyor. Haksız yere baskıyla, şantajla ceza kestirip binlerce çalışanı olan firmayı batırmamı istedi bu ERDEMİR yöneticileri. Bu firma benim yüzümden battı, ben bunun bedelini ödemeye razıyım dedi. Bunun üzerine ben hapis cezasından berat ettim, vergi cezasını onayladı. Aynı davada iki başlı karar birinden berat, birinden ceza. Sonra yargıtay’a gittik biz YRAGITAY’da FETÖ’cüler geldi bize 1 Milyon TL verirseniz sizi bu işten kurtarırız dediler bana. Bende FETÖ’cülere ben size 5 kuruş dahi vermem, bu davanın % 98 ni kazandım geri sinide kazınırım dedim ve dava hala bekliyor YARGITAY’da. 10 sene oldu.
Benim firmam girdiği her ihalede en uygun teklifleri vererek öbürlerini saf dışı ediyordum. Benim verdiğim fiyatın altına fiyat verdikleri zaman para kazanma şansları yoktu. İşte ERDEMİR’de meydan FETÖ’cülere kalsın diye bizi bu hale getirdiler.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; O dönemler OYAK-ERDEMİR yöneticileri sizden büyük rüşvetler mi beklediler caba?
Yok benden rüşvet istemeyezler ben 5 kuruşta vermem, ama ERDEMİR’ciler kimden rüşvet isteyip yiyeceklerini iyi bilirler. Rüşvet taraklarında bizim bezimiz olmadığını iyi bilirler. Bizi tamamen saf dışı etmeleri gerekiyordu, çünkü ERDEMİR’de dönen dolapların hepsini görüyorduk biz.
Mesela YEMEN kömür vardı, adam çinden kömür getirmiş 100-150 bin ton, bu kömür için için yanıyor, normal de bu kömürü satın almazsın ama ERDEMİR satın aldı bu kömürü. İşte biz bunun gibi daha nice yolsuzluk olaylarını gördüğümüz için bizleri uzaklaştırmaları gerekiyordu ERDEMİR’de.
Mesela OĞUZ ÖZGEN’i aldılar içeriye, MUSTAFA ÇEKEN ve TOLGA’yı denetimli serbestlikle bıraktılar. Mahkeme devam edecek, ama dosyalarda neler konuştuklarını bilmiyoruz tabi ki. İddianame hazırlanınca da bizde müdahil olacağız davaya. Benim şikayetim üzerine başladı bu dava ve OĞUZ ÖZGEN ni içeri aldılar.
Ben OYAK yöneticilerinin Danıştay katliamına adlarının karıştıklarını, GEZİ OLAYLARINA finansörlük yaptıklarını hepsini biliyorum.
FETULLAH’ÇI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EN BÜYÜK PARA KAYNAKLARINDAN BİRİ ‘’OYAK’’ GURUBUDUR.
Burda herkes OYAK yöneticilerinin PKK ile FETÖ ile direk bağlantısını arıyor, ama bu tür ERDEMİR veya OYAK şirketlerinde direk bağlantı yazmazlar.
Şimdi şöyle olur genel de irtibatlar; Bir tane ihale hazırlarsın, 150 Milyon $ lık bir iştir bu ihale, 150 Milyon $ lık ihalenin içine iki tane şart koyarsın içine o direk bir firmaya pastır, o firmadan başka kimse alamaz o işi,
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Yani o ihaleyi alacak terör örgütüne ait firma belli zaten
Tabi ki, o firmanın teknik özelliklerini yazarlar ihaleye ki alacak firma da belli olur zaten.
FETÖ ile ilgili olarak mesala gider firmaya bu firma ABD firmasıdır veya JAPON firmasıdır, derler ki ‘’ kardeşim biz bu ihaleyi size pas edeceğiz, sizin teknik şartlarınızı yazacağız’’ 20 Milyon-50 Milyon $ TİKO yapacaksın tamam mı, onlarda OK derler, iahale şartnamesi hazırlanır ihaleyi alacak firmaya göre.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Yani ERDEMİR’in ihalesini alacak bir PKK lı veya FETÖ’cü terörist firma ise ihalelerin şartnamesi bu firmalara göre hazırlanıyor.
OĞUZ NURİ ÖZGEN’in, MUSTAFA ÇEKER’in, TOLAG’nın ihalelerin teknik şartlarının hazırlanması aşamasında ki görevleri bunları ayarlamaktır. Bunlar direk FETÖ ile bağlantılı değillerdir, ama FETÖ’ye de çalıştıklarını anlamaz bu dangalaklar. Ama o guruba çalıştıklarını bilirler. Ayrıca ihaleleri alan firmaların bu işleri başkalarına pas ettiklerini de bilirler. OYAK-ERDEMİR’aldığında 7 bin küsür kişi vardı çalışan burada, şuan 4600-4700 kişi var burada çalışan. Şimdi bu üstü örtülü adam elemedir. ERDEMİR’in içinde o derece yetenekli müdürler, baş mühendisler vardı ki üstelik bu adamlar 300-400 bin dolar harcanarak eğitilmiş insanlar, Japonya’ya gitmiş, ABD’ye gitmiş eğitim almış, bu gibi insanlar OYAK’çılara, ERDEMİR’cilere tabi olmadıkları, yöneticilerin sözünü dinlemeyeceklerini , haksızlıklara göz yummayacaklarını bildikleri için işten çıkarttılar. Normalde çıkartılan o 3000 kişi, 300 kişiyi işten çıkartmak için yapılan eylemdi.
Şimdi ERDEMİR SATIN ALMAYI götürdüler İstanbul’a , Eeğli’de satın alma ihalelerinden herkesin haberi oluyordu, ufak bir yer burası, İstanbul’a götürünce kimin ne yaptığı belli değil, bütün ihaleleri kendi firmalarına göre ayarlayıp veriyorlar işi.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Yani ERDEMİR SATIN ALMASI İstanbul’a gidince PKK ile FETÖ ile ve bunların firmalarıyla çok güzel işbirliği yaptılar değil mi?
Çok güzel iş birliği yaptılar, niye çünkü İstanbul devasa bir şehir, kimin ihaleyi yaptığı belli değil, kimin ihaleyi aldığı belli değil,
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Şunu diyebilir miyiz gerek OYAK yöneticileri, gerekse ERDEMİR yöneticileri FETÖ ile, PKK ile üstü kapalı olarak iş birliği içine girmişler mi?
PKK bilmiyorum ama FETÖ’ye ERDEMİR’den çok ihale verdiler, FETÖ ile çok güzel iş yaptılar, çok güzel işler verdiler, üstü kapalı, minareyi çalan kılıfını uydurur misali.
ERDEMİR satılırken ben bazı şirketlerin OGUZ NURİ ÖZĞEN de OYAK’ın danışmanıydı, ERDEMİR satılırken. TÜPRAŞ’ın ihalesinde OYAK TÜPRAŞ’ı alamadığı için ERDEMİR’i aldı. Normalde ERDEMİR’i almayacaktı OYAK. OYAK bütün projelerini TÜPRAŞ’a göre ayarlamıştı. TÜPRAŞ daha çok paranın döndüğü yerdir. Tabii ki koskoca TÜPRAŞ’ı OYAK’a yedirmediler, yemeyince OYAK ve coşkun Ulusoy ERDEMİR’e yöneldiler. ERDEMİR’de yıllık 8 Milyon ton kömür, 8 Milyon ton demir cevheri alıyorlar yıllık 16 Milyon ton ediyor. ERDEMİR bundan 3 Milyon ton demir ve saç elde ediyor, yıllıkta 6 Milyar $ para döner ERDEMİR’de. Şimdi burda %1 HİMMET ödersen 6 Milyar doların %1 çok büyük paradır.
Ben danışmanlık yaptığım dönemde bir yanlışlık oldu, 2. Aktta ki toplantı salonuna gireceğime 4. Katta ki toplantı salonuna girmişim, salonda da ERDEMİR’in fiyatı konuşuluyordu, 2,3…2,4 ün üzerine çıkmayalım diye kendi aralarında konuştuklarına şahit oldum. OĞUZ ÖZGEN’i aradım hemen, KORUS ihaleye girmeyecek ihalede şeklini belli etti, diğer firma 2,4 ün üzerine çıkmayacak bu ortak oluşum gurubuyla görüşün ERDEMİR’i 2,4 Milyar $ alırsınız dedim ama yapamadılar ve ERDEMİR OYAK’a 2,700 Milyar $ a bir vakfında %3 vardı toplamda da 2,900 Milyar $ a mal oldu. Arada ki bu 300 Milyon dolarlık farktan FETÖ’ye de 122 Milyon HİMMET verdiler. Bu 122 Milyon $ arada ki fark olan 300 Milyon doların iaşesi dir. FETÖ 122 Milyon doları aldı cebine koydu.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; ERDEMİR’den 122 Milyon dolar FETÖ’ye açık açık gitti mi?
Evet bu 122 Milyon $ FETÖ’ye HİMMET olarak gitti. Direk FETÖ’ye gönderildi. Ondan sonra yanlışlık oldu dediler, yanlışlıkla 122 Milyon dolar EFT olur mu, yalan konuştular tabi ki. İSDEMRİ’e gönderecektik te yalışlıkla İPEK-KOZA’ya gönderdik diye açıklama yaptılar ama devlet yemedi. HAVALE gönderebilirsin yanlışlıkla ama kesinlikle yanlışlıkla EFT gönderemezsin. 122 Milyon ERDEMİR satın almada ki FETÖ’nün payıdır. İçeri de dönen ihalelerden zaten FETÖ’nün firmalarıda aldığı için sonra ki zamanlarda HİMMET almalarına gerek kalmadı, ihalelerin büyük bir kısmı FETÖ şirketlerine yüksek tutarlardan verilmeye başlandı.
Ereğli küçük bir yer olduğu için burda FETÖ yapılanması kolay kolay yapmazlar, ama İstanbulda çok rahat hareket ederler ve tepelerinde ki coşkun Ulusoy ve celalettin çağlar gibi adamlardan talimat alarak FETÖ ile bağlantılı çalışırlar. Coşkun Ulusoy ve celalettin çağlar talimatıyla bir ihale hazırlanır ve o ihale aynen FETÖ’nün firmasına pas edilir.
Şimdi burda OĞUZ ÖZGEN bilir bu işleri, oğuz bilir bu işleri …… adamdır kendisi, altta ki müdürler bilirler ama koltuklarından olmamak için o ihaleyi hazırlarlar. Yoksa herkes bilir ERDEMİR’de çıkacak ihalenin kime hazırlandığını, hangi FETÖ firmasına pas edileceğini ama herkes sus pustur, koltuklarını korumak için.
Sonsözbasının gazetesi soruyor; Yani askerin parasını bu şekilde bu oyunlarla çalıyorlar sistematik bir şekilde
Tabi ki başka nasıl çalacaklar, iş yapacaklar çalacaklar bir takım oyunlarla. İş çıkartıp istediğin firmaya verip komisyonu veya rüşvetini alacaksın, yoksa ERDEMİR’in kasasına giren para belli çıkan para belli. Yani ben ERDEMİR’den şunun kadar para yolluyorum diyemezsin, ancak kılıfına uydurup çalarsın, gönderirsin.
OYAK eski genel müdürü OĞUZ ÖGEN davasında gün gün takibimde ve daha çok alınacaklar var, arkası gelecek bunun ALİ PANDIR, CELALETTİN ÇAĞLAR, şuan OZAN BEKÇİ’yi bulamıyorlar, OZAN BEKÇİ kayıp, OZAN BEKÇİ burda 3-4 ayda çok büyük para vurdu gitti, ilk olarak 30-35 Milyon $ o SLAP operasyonundan vurdu, bu SLAP operasyonu ilk yaptıkları operasyondur zaten. SLAP’ı iptal et almasını sonra 3-4 gün sonra aynı SLAP’ı 400 küsür dolardan al. EMLAS HOLDİNG UKRANYA firmasıdır, aynı firmadan SLAP’ı iptal ediyorlar tekrar 3-5 gün sonra tekrar aynı SLABI firmadan geri alıyorlar arada ki fark 30-35 Milyon $. Bunu açık açık yaptılar o zamanlar kimseden korkmuyorlardı, çünkü mahkemeler felan tüm bunlara aitti, FETÖ’cülerin elindey di. Çok rahattılar savcılar bunlardan, polis bunlardan hakimler bunlardan, MİT bunlardan. İstedikleri gibi ERDEMİR’de, OYAK’ta at koşturdular ve ERDEMİR’den FETÖ şirketlerine verilen ihalelerle FETÖ’yü ihya ettiler.’’
Bu ülkede vatanını, bayrağını ve askerini çok seven insanlar var….