20.06.2007 tarihli arşiv haber.

Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, Oyakbank'ın askerin bankası olmadığını belirterek, “Oyak orduya ait değil. Orduda çalışanların kurduğu sosyal yardımlaşma kurumu. Ordunun parçası değil. Ordunun organizasyonunda Oyak'ın yeri yok. Ordu iktisadi bir şey yapmıyor. Ordu sınırları bekliyor. Biz ordu mensuplarının gelirlerini değerlendiriyoruz. Sivillere de hizmet veriyoruz” dedi.

Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, Oyakbank'ın askerin bankası olmadığını belirterek, “Oyak orduya ait değil. Orduda çalışanların kurduğu sosyal yardımlaşma kurumu. Ordunun parçası değil. Ordunun organizasyonunda Oyak'ın yeri yok. Ordu iktisadi bir şey yapmıyor. Ordu sınırları bekliyor. Biz ordu mensuplarının gelirlerini değerlendiriyoruz. Sivillere de hizmet veriyoruz” dedi.

Oyakbank'ın ING'ye satılması ile ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, bu yaratılan değerle ve atılan adımla, Oyak Grubu olarak faaliyet alanlarını yeniden düzenlediklerini ve bu çerçevede Oyakbank'ı 2 milyar 673 milyon dolara sattıklarını söyledi. Oyakbank'ın aldıklarında 11 şubeli ufak bir banka olduğunu, aradan geçen 5 yılda Oyakbank'a ve Türkiye'ye önemli değer kazandırdıklarını belirten Ulusoy, “Oluşturulan değer lafta kalmadı. Bugün Türkiye'nin kritik ortamında Türkiye'ye 2.7 milyar dolar değeri getirmiş olacağız” dedi. Ulusoy, bu seçim ortamında, Türkiye'nin kritik gelişmelerinin yaşandığı, değerlendirildiği bu ortamda ING bankasının attığı adımın Türkiye devletine, Türkiye Cumhuriyeti devletine, kurumlarına, bu ülkenin insanına, millete olan güveni ifade ettiğini kaydetti.

Pazar payı küçük olan Oyakbank'ın ING'ye satılmasıyla birlikte pazar payını genişleteceğini dile getiren Ulusoy, Türkiye'ye birçok yabancının geldiğini, özellikle bankacılık alanında yatırım yaptıklarını söyledi. Ulusoy, “Bankacılık alanında yapılan yatırımlar çeşitli yorumlara da yol açıyor. Biz kendi ufak payımızla da olsa yarattığımız değerle Türkiye'ye gelen yabancı yatırımcıların ülkelerine Türk Bayrağı'nı taşıyabileceğimizi ümit ediyoruz. Onlar Türkiye'de yatırım yapabilirlerse biz zaten Türkiye'de yatırım yapıyoruz, yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Ama bizler de ufkumuzu öteki alanda öteki yönde geliştirebileceğiz” diye konuştu.

Ulusoy, satış fiyatının defter değerine oranının 3.9 olarak hesaplandığını, fiyatın beklenen kazançlara göre oranının ise 37 olduğunu söyledi.

“OYAK ASKERİN BANKASI DEĞİL”

Ulusoy, sorular üzerine, Oyakbank'ın satışının ardından emekli paşaların bankadaki hesaplarını çekecekleri ve Oyakbank'ın “askerin bankası” olarak nitelendirilmesine ilişkin değerlendirmede bulundu. Ulusoy, şöyle konuştu:

“Biz askerin bankası tabirinin yanlış olduğunu düşünüyoruz, Türkiye'de isteyen istediğini düşünebilir. Oyakbank askerin bankası değil, askeriyede çalışan personelin emeklilik fonu olarak kurulmuş bir kuruluşun yatırım yaptığı bir iştiraktir. Türkiye'de 70 tane banka vardır. Tüpraş, Telekom ve Erdemir için bunları söyleyemeyiz, söylemedim de…”

Kendisinin 2001 yılında bu yönde yaptığı açıklamayı okuyan Ulusoy, o sıralarda bankanın alımı ile ilgili konuşmalar yapıldığını kaydetti. Ulusoy, 2001 yılında yayınlanan bu konuşmasına ilişkin gazete kupüründe açıkladığı görüşlerini okurken şöyle devam etti:

“Oyak orduya ait değil. Orduda çalışanların kurduğu sosyal yardımlaşma kurumu. Ordunun parçası değil. Ordunun organizasyonunda Oyak'ın yeri yok. Ordu iktisadi bir şey yapmıyor. Ordu sınırları bekliyor. Biz ordu mensuplarının gelirlerini değerlendiriyoruz. Sivillere de hizmet veriyoruz. 2001'den beri söylediğim bu mesaj 2007 yılına geldik hala yerine varmamış mı diye bazen ben kendi ifade kabiliyetimden şüpheye düşüyorum. Ama tekrarlaya tekrarlaya bazı şeyleri kamuoyu gündemine sunabileceğimizi düşünüyorum. Banka Türkiye'de kanunlara göre kurulmuş, Oyak Gurubu tarafından bir yatırım unsuru olarak kurulmuş banka. Ordunun bankası olmaz. Ordu ticaret yapmaz, yapmamalıdır. Ordu bütün, hepimizin ortak göz bebeği olarak kanunda belirlenen görevleri yapar. Ticaret ordunun işi değildir. Ama bu insanlar maaşlarını kazandıktan sona kanunlar çerçevesinde bunu bir yerlere koyup 'biz emekli olduğumuz zaman bize emekli maaşı ver' diyorlarsa bunu yapıyor olmamızın yanlış olduğunu düşünmüyoruz. Aynı şeyi emekli sandığı da yapıyor ordu ile bizim bir alakamız yok. Askerin bankası demenin doğru olmadığını düşünüyorum.”

“DAHA ETKİN ALANLARA GİRMEK İSTİYORUZ”

Emekli generallerinin hesaplarını çekeceklerine ilişkin, herkesin kendi değerlendirmesinde, işlemlerinde özgür olduğunu, hesabını çekecek olanların yanı sıra çekmeyeceklerin de bulunduğunu söyleyen Coşkun Ulusoy, yatırımcı bir kuruluş olduklarını kaydetti. Ulusoy, “Biz yüzde 3-4'lük bir payla Türkiye'de esas faaliyet konumuz olmayan bir alanda çalışmalarımızı sürdürmektense Türkiye'ye daha büyük katkılar yapabileceğimiz alanlara geçmek istiyoruz. Bankacılık çok globalleşti, bu globalleşmenin içinde Türkiye gibi bir ülkede yüzde 3-4 payı olan bir bankanın dış dünyalarla irtibatı kuvvetli olmayacak bir çizgide hayatını sağlıklı şekilde sürdürmesi zor olacaktı. Biz yurtiçinde ve yurtdışında daha etkin olacağımız alanlara gitmek istiyoruz” dedi.

“Parayı nasıl değerlendireceksiniz?” sorusunu da yanıtlayan Ulusoy, Türkiye içinde yeni yatırım alanları düşündüklerini ve perakende çizgisinden yavaş yavaş uzaklaştıklarını kaydetti. Ulusoy, bankacılığında perakende çizgi olduğunu vurgulayarak, gelecek kaynağı enerji, yurtdışında yabancı yatırımlara dönüştürmek olabileceğini ifade etti.

“ERDEMİR BORCUNU ÖDEMEK İÇİN BANKA SATTI" DEMEK YANLIŞ

Oyak Genel Müdürü Coşkun Ulusoy, "Erdemir'i aldıkları için bu bankayı satıyorlar” düşüncesine kapılmamak gerektiğini, 2001 yılından beri “banka askerin bankası değil” deyip durduğunu, yıllardır söylediğini kaydetti. Bu konuyu yeniden gündeme getirdikleri zaman 2005 yılı başı olduğunu, yılın ortasında tekrarladıklarını ve Ekim 2005'te de Erdemir'le ilgilenme kararını aldıklarını hatırlatan Ulusoy, şöyle konuştu:

"Erdemir'i 2005'in sonunda alacağız diye, 2005'in başında bankayı satma kararı aldık, satacağız, sonra Erdemir'i alamazsak ne olacak? Sattığımızla mı kalacak? İkisinin arasında bir ilinti kurulması doğru değil. Elde edilen kaynaklar ihtiyaca göre kullanılır. Mesela önümüzdeki yıl, Şubat ayında 500 milyon dolarlık ödememiz geliyor. Erdemir'in üzerindeki borç 10 yıllık bir borç, 3 yılı ödemesiz. O günkü faiz hadleriyle bakıldığında iyi faiz hadleri var. Niye ödeyelim? Günü gelir, ihtiyaçlar doğar ödeyebiliriz. Ama şu anda ödeme yapmak için bir plan yapmadık. Elimizdeki bu güçlü kaynağı çok daha iyi alanlara yatırmamız bunu Türkiye içinde ve dışında kullanmamız doğru değil mi? Yani, bunu buraya ödeyip de yurt dışında yatırım yapsak, bu sefer onun için borç alsak ne değişecek?”

Ulusoy, Erdemir'in ilk 3 aydaki net karının geçen yılın aynı dönemine göre 5 misli, faaliyet karının da 9 misli fazla olduğuna dikkat çekerek, "Böyle performansı olan bir faaliyetin bizi sıkıntıya soktuğu, yok o sıkıntı giderilsin diye bizim banka sattığımız... Böyle bir şey olabilir mi? Bu hangi finansal mantığı ve hesaba uyar? İyi niyet ve bilgiyle bakıldığı zaman bazı şeyler ortaya çıkar. İyi niyet unsurunu çıkartır da yerine başka bir şey koyarsanız resim biraz bulanıklaşıyor" dedi.

Kaynak: https://www.yenisafak.com/gundem/oyaktan-savunma-askerin-bankasi-degiliz-51350